Gezi Parkı siyasi analizi!

Gezi Parkı olayları her yeri hareketlendirdi.

Olayların İlk günleri Ankara’da Büyükelçilikler saat başı memleketlerine bilgi servisi yapmışlar.

Şimdide günün sonunda analizler yapılıyor ülkeleriyle paylaşılıyormuş.

Bazılarına göre Türkiye’de devrim oluyor, bazılarına göre Türk Baharı başlıyor, bazılarına göre de iktidar görevden uzaklaştırılıyor.

Bu da yetmiyor, tamtamcılar İslam coğrafyasındaki devletlere haberler ulaştırıyor “örnek aldığınız ülkeyi gördünüz mü?” sözleriyle kışkırtıcı rol oynarken, diktatör liderlerinin ekmeğine de yağ sürüyorlardı.

Piyasalar ise hareketlilikten nasibini maalesef alamıyor, tüm ticari ilişkiler tık diye duruyor, küçük esnaf siftah yapmadan akşamları kepenk indiriyordu.

Gezi Parkı olayları birde büyükelçi yedi, Sırbistan’ın Ankara Büyükelçisi Dusan Spasojevic başarılı olmasına rağmen, Gezi Parkı konusunda CHP’li milletvekillerinin tweetlerini paylaşmak suçundan merkeze çekildi.

Başta Amerika ve Almanya olmak üzere birçok dünya ülkesi Türkiye”deki eylemlere ‘Türk Baharı’ diyecek kadar cehalet içerisindeydiler. Ya da Türk demokrasisini küçümseyerek bir yere gelmek istiyorlardı.

Onlara buradan seslenmek istiyorum; bre gafiller, Demokratik ülkeler gençlerin eylemlerinden ders çıkarmayı bilirler. Bizim ülkemizde mutlaka gereken dersi çıkarmıştır. Türkiye bir yıl sonra seçimlere gidecek ve herkesin saçı önüne dökülecek 2014 seçimleriyle Türkiye önümüzdeki beş yılını belirleyecektir. Bu benzetmeleri yapanlara ne yemek düşer, onu da ben söyleyemem.

Buradan Gezi Parkı’nın siyasi analizini yaptığımızda ilk yazmam gereken AK Parti, MHP ve BDP eylemlerden dolayı oy kaybına uğramayacağı şeklinde olacaktır.

Çünkü bu partilere oy verenler eylemlerde kitlesel olarak yer almamıştır.

Ana muhalefet partisi ise seyirci koltuğuna kuruldu vurun ha tezahüratları yaptı.

BDP parti olarak eylemlere katılmamış, örtülü destek vermiştir. Direk desteği ise daha öncede yazdığım gibi Kürt solu ve Kürt Alevi kesimi ile sınırlı kalmıştır.

BDP, Gezi Parkı sürecini en iyi yöneten ve bu nedenle her koşuldan karlı çıkan, yıpranmayan parti olmuştur.

Ülkede Huzur, ekonomik, sosyal ve siyasi istikrar isteyenler, kardeş kanının akmasından rahatsız olanlarda, AK Parti ve MHP’ye desteği artabilir. SP ise bu zaman diliminde neler yaptı ya da neler yapamadı onu da kamuoyu takdirine bırakıyorum.

2007 Temmuz ayındaki cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Millî Görüş’ün cumhurbaşkanlığına karşı “Cumhuriyetine sahip çık” sloganı ile başlayan askerlerinde destek verdiği cumhuriyet mitingleri, nasıl oy olarak CHP ye dönmemişse, Gezi parkı olayları da aynı sonucu verecektir.

AK Parti’nin ise Gezi Parkı sürecinden azda olsa oy kaybıyla çıkacak diyenler AK partinin olayları iyi yönetememesi, inatlaşması, yeni açılımlar sunamamasına bağlayabilirler.

Bir tarihte “yollar yürümekle aşınmaz” diyenler ülkeyi krizler ortamına getirip sonrada kaçmışlardı.

Bugünkü durum ondan çok farklı, AK Parti, mitinglerle ve sokak gösterileriyle yıpranmaz bu doğrudur. Peki, kapıda bekleyen ekonomik kriz gelirse AK partiye ne yapar dersiniz.

Gezi Parkı’ndan en çok olumsuz etkilenecek parti CHP’dir.

CHP’de üç güçlü gurup var. Sol ve Alevi gurup ve Ulusalcı gurup, Bu guruplar ayrı telden çalmaya devam ederlerse Türkiye’nin önümüzdeki beş yılını belirleyecek olan üç büyük seçim öncesi CHP’yi ağır yaralar açabilir.

Türkiye’de herkes sakin olmalıdır.

Sakin olan kazanır hırçın kaybeder.

Her olayı, yeni kutuplaşmalar için bir gerekçe haline getirirsek.

Ülkemize yazık ederiz.

Gezi Parkı gençleri hiçbir zaman düşmanımız olmamalı,

Türkiye’yi sevgiyle hep birlikte kucaklamalıyız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.