Göktürk: Şemdin Sakık'tan tanık olur mu?
Bugün Gazetesi Yazarı Gülay Göktürk, eski PKK'lı Şemdin Sakık7ın gizli tanıklığının tehlikeli sonuçlar getirebileceğini söyledi
Gizli tanıklık denen uygulamanın birçok sakatlık içerdiği zaten biliniyor ama buna rağmen bütün dünyada kullanılıyor. Çünkü gizli örgütleri çökertmenin en etkili yollarından biri, o örgütlerin içinden çıkmış insanlara can güvenliği garantisi vererek konuşmalarını sağlamak. Ama bu arada, tanığın kimliği bilinmediği için savunmanın bazı hakları da kısıtlanmış oluyor. Mesela sanık, tanıkla arasında bir husumet olup olmadığını bilmediği için itiraz edemiyor.
Bu usulün, sanıkların savunma haklarının mümkün olduğu kadar ihlal edilmeden nasıl kullanılabileceği bir başka tartışma konusu. Şemdin Sakık artık açık tanık haline geldiğine göre, "Sakık'tan tanık olur mu olmaz mı" tartışmasını gizli tanıklık kurumunun sorunlarından ayırarak yürütmek gerekir. Sakık'ın iki gün boyunca mahkemede verdiği ifadelere baktığınızda Taraf Gazetesi, Altan Kardeşler, Yasemin Çongar, Cengiz Çandar hakkında söylediği ipe sapa gelmez şeyleri okuduğunuzda, meşhur Andıç olayında Ergenekoncular'ın emrinde oynadığı rolü düşündüğünüzde bu adamın nasıl olup da tanık yapıldığına isyan etmemek mümkün değil. Geçmişi bu kadar karanlık, böylesine kirli, böylesine tehlikeli, her türlü gücün emrine girebilecek bir adamın ifadesine nasıl inanırsınız; siz ondan yararlanmaya çalışırken onun yargıyı manipüle etmeyeceğini nasıl garanti edersiniz?.. Bütün bunlar makul sorular ve makul endişeler... Ama olaya bir de başka bir tarafından bakalım: Ergenekon gibi belalı ve gizli bir örgütü çözmeye çalışan, Ergenekon'la PKK arasındaki derin ilişkileri öğrenmek isteyen savcılar Şemdin Sakık gibi biriyle konuşmayacaklardı da kiminle konuşacaklardı? Benimle mi? Sizinle mi? Sokaktan geçen sıradan vatandaşla mı?
Ya da yarın öbür gün yakalansa ve itirafçı olsa Murat Karayılan'ı, Behruz Erdal'ı konuşturup örgütün iç yüzünü, eylemlerini, Ergenekon'la bağlantılarını sormayacaklar mıydı?