Mustafa Yiğit
Haitili bir çocuk
Her bir devletlûnun elinde Haitili bir çocuk
En büyük doğal felaketlerinden biri de depremdir…
Pek çoğumuz bunu çok yakından biliyor…
Bundan on bir yıl önce yaşadık iki büyük depremi…
Marmara’nın neredeyse yarısı sarsılmıştı…
En büyük illeri neredeyse haritadan siliniyordu…
Evler yerle bir olmuş, denizden gelen dip dalga sahillerden araçları, ağaçları, insanları alıp götürmüştü…
Tüm Türkiye sabahın erken saatlerinde adeta beyninden vurulmuş bir şekilde uyanmıştı…
Aman Allah’ım ne acı bir sabahtı o…
O gün binlerce kişi can verdi.
Günlerce enkaz kaldırıldı, enkazın altından çıkan her can, gözyaşı sevincine boğdu bizleri…
Deprem sonrası psikolojik tedavi gören insanlarımızın ise hala yaşanan travmayı atlatamadıklarını biliyoruz…
Haiti’de yaşananları gördüğümde o günler hemen aklıma düştü…
Turizm cenneti Haiti, adeta cehennemi yaşıyordu…
Her taraf yerle bir olmuştu, ölenler, yaralılar, kargaşa, kaos ve gözlerdeki o müthiş korku…
Dünyanın en güzel gözlerine sahip olan Haitili yavruların yiyecek, giyecek sırasındaki halleri ise iç parçalayıcıydı…
Çocuklar, her nerde ve her ne durumda olursa olsun, dünyanın en güzel varlıkları…
Muhtemelen çoğu ailelerini kaybetmişler…
Çaresizler…
Ağlıyorlar, gülüyorlar…
Yani, onlar çocuklar…
Dünyanın dört bir yanından gelen yardımlarla ayakta kalmaya, yaşamaya çalışıyorlar…
Haiti’de yüz binin üzerinde can kaybı olduğu söyleniyor.
Yüz binlerce insan da evsiz barksız sokaklardaymış…
Türkiye, Türk insanı her zaman mağdurun, düşkünün yanında olmuştur.
Burada da çok önemli işler yaptık, denizaşırı bu siyah ülkeye hemen yardıma koştuk…
Ancak yapabileceklerimizin daha fazlasını yapabiliriz diye düşünüyorum…
Mesela…
Orada pek çok öksüz ve yetim çocuk var, hali vakti yerinde olanlarımız onları evlat edinebilir…
Bunun için prosedür ne bilmiyorum, ancak ilk gönüllüsü ben olabilirim…
Hatta cumhurbaşkanımız, başbakanımız, genelkurmay başkanımız, muhalefet parti liderlerimiz, onların eşleri de bu işte öncü olabilir…
Bizimkilerin Fransa devlet başkanından, eşinden ne eksikleri var…
Belki bu hayır, başka bir hayra da neden olabilir…
O bitmek tükenmek bilmeyen kurumlar arası, partiler arası kavgaya bile son verebilir…
Evet, devlet büyüklerimiz, kurumlar arası çatışma “teranesini”, sanal gündemleri bir tarafa bırakarak, bu kanadı kırık kuşlara, bu yavrulara el uzatabilirler…
Düşünebiliyor musunuz, şöyle bir görüntü:
Parıl parıl parlayan gözleri ve bembeyaz dişleriyle çikolata renkli çocuklar uçaklardan iniyorlar, bizim devletlularımız yan yana onları karşılıyor ve her biri bir çocuk alıyor, onları sımsıcak kucaklıyor ve evlerinin yolunu tutuyorlar….
Ne güzel, ne muhteşem bir tablo değil mi?
İnanın bu anlamsız gündemi bir anda değiştirir, gerçek ve insani bir gündeme taşır bizleri bu güzel görüntü…
Sahi bu tabloyu sunmak çok mu zor sizce…
Bence devletlûlarımız bir düşünsün bunu…