Torku Konyaspor her kötü sonuç aldığında ya da bir hafta önce iyi sonuç alınan maçta oynamış, tecrübeli ve yabancı oyuncular kötü oynadığında aynı muhabbet yapılıyor. Bu son derece sıkıcı olmaya başladı.

Teknik Direktörü de ayırmayalım aynı şeyler ona da söyleniyor. Bir hafta önce 90. dakikada gol atıp Beşiktaş’ı dize getiren Gekas gol atamadı mı “Tu kaka” oluyor. Djalma iki rakibi sırtına alıp götürürken alkışlayan yorumcular Rize’ye yenilince “bonservisi alınsın” dedikleri siyahi oyuncuyu çöpe atıyorlar. Mesut Bakkal, dört büyük takımın dördünden de puan alırken iyi, Rize’ye yenilince “Tütüneker’den ne farkı var, seneye gitsin bu hoca” demek sanki mecburiyet. Bir de Süper Lige yeni çıkmış bu takıma neden sürekli 5 – 6 tane altyapıdan ya da Konyalı oyuncu oynamıyor eleştirisi de belden aşağı vurmanın bir başka yöntemi. Bu hastalıktan vazgeçmek gerekiyor.

Öncelikle şunu kafamıza sokalım: Konyaspor’un hedefi yeni çıktığı bu ligde kalmaktır, sadece kalmaktır, nasıl olursa olsun kalmaktır. 3 hafta kazanınca takımı uçurup kaçıranlar 3 hafta kaybedince neden “bu takım aslında iyi takım” demiyor acaba?

Konyaspor’un haftalar önce ligde kalmayı kesinleştirmesi gerektiğini söyleyenler fazla hayalci. Ya futbolu bilmiyorlar, Türk futbolcusunu tanımıyorlar ya da Konyaspor’u bu ligde değil sanki başka ligde oynuyor zannediyorlar. Konyaspor son 3 takımın sadece bir basamak üzerinde, ligde kalırsa bu başarı sayılmalıdır. Kayseri ve Antalya gibi çok iyi kadrolu takımların ne halde olduğuna bakıp, Konyaspor’un ligde kalması için bütün gücüyle herkes destek olmalı.

Kritik viraj haftalardır öteleniyor. Bu kez de Akhisar maçı sona ulaşmanın önemli yolu oldu. Mesut Bakkal, rakibi iyi çalışmalı ve artık bu sezonun en değerli 3 puanını almalıdır. Kazanmak demek, Torku Konyaspor için büyük ölçüde ligde kalmak demek. Bakkal’a katılıyorum bu tip maçları taraftar kazanır tribünler dolmalı hayaciler, konuşmak yerine maça gidip tezahürat yapsın.

Twitter: @selmansel

Facebook: selman.akyuz

[email protected]