Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
Nafaka Almak Câiz midir?
Geçimlik için ve zorunlu olarak harcanan paraya veya azığa ‘nafak’ adı verilir. Türkçe de, kişinin kanun gereği geçindirmek zorunda olduğu yakınlarına mahkeme kararıyla bağlanan aylığa da ‘nafaka’ denir. Geniş anlamda nafaka, giyecek, mesken ve hizmetçi masraflarını da içine alır. İslam’a göre koca, hanımının yiyecek, giyecek, mesken ve hizmetçi masraflarını temin etmek zorundadır. İslam’da zekât ve fitreden doğan boşluklar, nafaka ile giderilir. Kaldı ki nafaka sadece eşlerin ve çocukların haklarıyla sınırlı değildir. İhtiyaç sahibi insanlar kazanmaktan âciz olunca, evvelâ akrabalarından nikâh düşmeyenlerin sonra da diğer akrabalarının ona infak etmesi gerekir.
Kocanın, hanımına karşı en önemli vazifelerinden birisi de ‘nafaka’ yükümlülüğüdür. Bir âyette: “Annelerin yiyecek ve giyeceğini uygun bir şekilde sağlamak, çocuk kendisinin olan babaya borçtur” (Bakara 233) buyrulmaktadır. Bir başka âyette ise, boşanmış ama iddeti dolmamış kadınların mesken ihtiyacının koca tarafından karşılanması nafaka kapsamı içerisinde değerlendirilmiştir. (Bkz. Talak 6). Yine, kız ve erkek çocukların nafakaları babalarına aittir. Nafakanın kapsamına yiyecek, giyecek ve barınma ihtiyaçları girer. Çocukların nafakasını baba yalnız başına öder. Ona kimse ortak olamaz. Âyetlerde bu husus açıkça zikredilmiştir: “Anneler çocuklarını tam iki yıl emzirirler.” (Bakara 233) Bu arada kadın boşanmış olur da iddeti de sona ermiş bulunursa, babanın ona emzirme ücreti vermesi gerekir. Kur’an’da şöyle buyrulur: “Çocuğu sizin için emzirirlerse, onlara(kadınlara) ücretlerini ödeyin.” (Talak 6).
Yine fakir olduklarında anne-baba ve diğer usûlün, yani dede ve ninelerin nafakaları erkek ve kız evlâtlarına ait olur. Evladın anne ve babaya bakmakla yükümlü olduğu âyet ve hadislerle sabittir: “Rabbin, ancak kendisine ibadet etmenizi, bir de anne-babaya ihsanda bulunmanızı emretti.” (İsra 23). İslama göre göre kişinin cenneti ve cehennemi anne ve babası dır. Anne ve baba ister müslüman olsun isterse olmasın, Müslüman bir evlada düşen görev, anne ve babasının beslenme, giyim ve barınma gibi maddi ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu bir zorunluluktur. İslam toplumundaki kollektif ahlak, çocukların anne ve babalarına müteşekkir ve saygılı olmalarını gerektirmektedir. Batı toplumlarında çöken aile yapıları ebeveyni çocuklara, çocukları ise ebeveyne yabancı hale getirmiştir. Maalesef bizim toplumumuzda bunlardan etkilenmektedir. Huzur evlerine düzenlenecek bir yolculuk, orada ikamet edenlerle yapılacak kısa bir sohbet bu meselenin ne kadar acı sonuçlar doğurduğunu hissettirecektir. Anne ve babaların tam bakıma muhtaç oldukları bir zamanda evlatları ya da çok yakın akrabaları tarafından sokağa bırakılması çok trajik bir olaydır.
İslam dini insanların sosyal güvenliğine hiçbir din, ideoloji ve müessese ile kıyaslanmayacak derecede önem vermiş, insanın güvenliğinin ve maişetinin sağlanmasına çok büyük bir özen göstermiştir. Bu önem verme ve özen gösterme o kadar çok geniş tutulmuştur ki, bırakın insanların nafakalarının temin edilmesini, hayvanların bile nafakalarını vermek sahipleri üzerine dinen ve kanunen bir borç kılınmıştır. Mal sahibi hayvanın nafakasını vermeğe kanunen mecburdur. Çünkü nafaka, bir insan hakkıdır. Bütün canlıların nafakası ise insana aittir.