Saffet Yurtsever
Hırsız Başbakan(!)ın yanındayız
Bugün Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz.(r.aleyh)’nin;
“Hakk şerleri hayr eyler
Zannetme ki gayr eyler
Ârif ânı seyreyler
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler”
mısralarıyla söze başlıyoruz.
Yarın sandıkta tarafımızı seçip/tercihimizi yapıp son noktayı koyacağız.
Bu bir mahallî seçimin de ötesinde bir İstiklâl mücadelesinin tercihi olacaktır. Bu bir millî iradeden, milletten yana; ya da dünyayı dizayn etme heveslilerinden yana olma tercihidir.
Türkiye bir casusluk faaliyetiyle karşı karşıyadır. Hükümeti yıkmak uğruna her türden devlet sırrını ve stratejik planları deşifre ederek bir halt edeceğini sanan bu karanlık yapının illegal adımlarla kendini ele verdiği ortadadır. Ve bunun adı vatana ihanettir. Türkiye’nin bağımsızlığını emperyalist emellere peşkeş çekmeyi gaye edinen bu karanlık ve karmaşık yapı, camia ve muhalefetle mut’a nikahı kıyarak milleti ve millî iradeyi yeni bir kaosa sokma teşebbüsündedir. Bu yapı barış sürecini sabote etmeyi, kardeş kanı dökmeyi; bu güne kadar alışageldiği gibi yine ülkenin emeğini ve alın terini iç etmeyi marifet sayıyor.
Millet iradesiyle düelloya yeltenenler yarın akşam ektiğini biçecektir. Akabinde de bu ihanetin hesabını sormak, hainlerin inlerine kadar girmek, gerekli cezayı vermek bu milletin ve millî iradenin temsilcisi olan Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin ve yargısının boynunun borcudur.
Bu seçim, iki yüz yıldır batılılaşma adı alında sömürgeleştirilen bir milletin on iki yılda ayağa kalkma, kendi yağıyla kavrulma, özgürlüğe adım atma, barış sürecini, birlik ve kardeşliği sürdürme, zalimlere karşı dik durma ve meydan okuma sürecini tercih etmedir.
Unutmayalım ki; Emperyaller tarafından Türkiye Cumhuriyeti’ni kurma izni ancak sömürge olma şartıyla verilmiştir. Her on yılda bir de darbelerle teftiş edilerek, hizaya sokularak, haraçlarını almayı ihmal etmemişlerdir. Son on iki yılda Türkiye, Uzun Adam’ın politikalarıyla sömürge olmaktan çıkacak korkusuyla emperyaller düğmeye basma gereği duymuşlardır.
Bunların yerli işbirlikçileri bu millete bidon kafalılar, göbeğini kaşıyanlar diyerek aşağıladılar, hakir gördüler. Milletin idaresine ve kendi putları olan demokrasiye bile saygı göstermediler. Millete de milletin seçtiklerine de kin ve nefretle baktılar.
İmam Hatiplerin, meslek liselilerin önleri kesilirken; camiiler kapatılıp ahıra, samanlığa, depoya dönüştürülürken; başı örtülüler, sakallılar, namaz kılanlar fişlenip, ikna odalarında işkencelere tabi tutulup kamusal alanlardan, devlet dairelerinden, üniversitelerden kapı dışarı edilirken alkış tutanların twetter kapanınca özgürlükten dem vurmaları nasıl izah edilebilir ve bu ne yaman bir iki yüzlülüktür acaba?
Daha bugünden perşembenin gelişi çarşambadan belli olduğunu anlayan mızıkçı malum medya ve yazar çizerleri, yan çizmeye başladılar bile.
Bu halkın cahilliğinden, kime oy vereceğini bilmiyor oluşlarından, eğitimsizliklerinden, oy kullanabilmeleri için daha kırk fırın ekmek yemeleri gerektiğinden, AK Parti’nin sandıklarda her türlü hileye başvuracağından, sandıkların çalındığından, daha önceki seçimde de hile yaparak yüzde elli bir oy aldığından… Ve daha neler nelerden kılıflar, mâzeretler icat ederek mızıkçılığa yatan malum medyaya ve toplum mühendisliğine soyunan soytarı müfterilere ne demeli?
Hep birlikte göreceğiz ki; Pensilvanya’daki hesap Türkiye’ye uymayacak ve sağduyu, yani millî irade ve millet kazanacak. Hâsılı “İt ürüyecek, kervan yürüyecek.”
Emperyaller tarafından Uzun Adam’a yapılan “kırk satır mı, kırk katır mı?” tehditleri aslında Türkiye Cumhuriyeti’ne, milletimize, özgür irademize ve yeniden toparlanmaya çalışan İslâm ümmetine yapılmaktadır.
Şayet Hak vaki olur da Uzun Adam, bu zalimlerin eliyle şehitler kervanına dâhil edilirse ki, Allah(cc) bizim ömrümüzden alıp ona versin ve bereketlendirsin, ardında ölmez eserlerle beraber gözü yaşlı, boynu bükük bir millet ve ümmet bırakarak ve de kıyamete kadar hayır duaları alarak gönüllerde yaşayacak.
Siz hâlâ anlamadınız mı? Emperyalist güçler yeryüzünde güçlü bir İslâm ülkesi istemiyorlar.
Önemli olan oy vermek değil, hangi safta durduğumuzdur.
Biz, milletin, millî iradenin, tam bağımsızlığın, haklıların, mazlumların yanındayız.
Bütün dünya bilsin ki; biz, hırsız başbakan(!)ın yanındayız; çünkü Uzun Adam yaşlıların, hastaların, özürlülerin, yetimlerin, öksüzlerin, kimsesizlerin, sessizlerin, fakir gurabânın, mazlumların, ümmetin başını ve gönlünü okşayıp kapısını çaldı…
Çünkü Uzun Adam bizim kalbimizi çaldı.
Çünkü Uzun Adam bizim gönlümüzü, aşkımızı çaldı…
İşte bu yüzden Hırsız Başbakan(!)ın yanındayız.
Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz.(r.aleyh)’nin mısralarıyla başladığımız yazımıza yine yarın akşam da;
“Vallâhi güzel etmiş
Billâhi güzel etmiş
Tallâhi güzel etmiş
Allah görelim n'etmiş
N'etmişse güzel etmiş”
mısralarıyla noktalayacağız inşaallah.
Allah(cc)’a emanet olunuz.