Hürriyet yazarının başörtüsü takıntısı
Hürriyet'in meşhur din alimi(!) Özdemir İnce yine dine, dindara, başörtülüye çattı.
Hürriyet'in meşhur din alimi(!) Özdemir İnce yine dine, dindara, başörtülüye çattı. Başörtüsünün dinde olmadığını ikna için bakın kimi referans gösterdi...
Hürriyet'in meşhur din alimi(!) Özdemir İnce yine dine, dindara, başörtülüye çattı. Başörtüsünün dinde olmadığını ikna için Faik Bulut'u referans gösteren İnce'nin yazısı:
Özdemir İnce / Hürriyet
Türbanın altında gizlenen gerçek
Televizyonlara çıkan türbanlıların ve türbancıların muzaffer ve saldırgan edalarını hüzünle izliyorum. Zafer kazandıklarını sanıyorlar. Oysa, o duygu ile dolup taştıkça tutsaklık ve çıkmazları giderek artmakta ama bunun hiç farkında değiller.
Türbanın dinsel inançlarının bir simgesi olduğunu sanıyorlar. Oysa türban, kadının ezilmesinin, posalaşmasının, sömürülmesinin, siyasal anlamsızlığının; kapitalizm ve emperyalizmin simgesi. Türbanın kadının özgürleşmesinin ve isyanının simgesi olduğunu söylüyorlar. Acaba öyle mi?
İÇİ BOŞ BİR İSYAN
Daha önceki yazılarımda tavsiye ettiğim bir kitaptan (Faik Bulut, Kadın ve Tesettür, Cumhuriyet Kitapları) bir alıntı yapacağım:
“Mısır Müslüman Kardeşler hareketinin önde gelen isimlerinden Muhammed Abu’l Fettuh, bir süre önce çıktığı el Cezire kanalında açıkladı: ‘1968’de Mısır’daydım. Tesettürlü hiçbir kadına rastlamadım. Şimdi ey kardeşlerim, Allah’ın açık ve inkâr edilmez zaferine bakınız: Allah’a hamdolsun ki evler, sokaklar, caddeler, salonlar ve işyerleri tesettürlü kadınlarla dolup taşıyor” (s. 234)
Ama, Mısırlı kadın yazar Huveyda Taha, 18 Ekim 2006 tarihli “el Kuds el Arabi” Gazetesi’nde yayınlanan “Tesettürün Örttüğü Gerçekler” adlı makalesinde şunları yazıyor:
“Evet, tesettür bir isyan yoludur. Ancak umutsuz kadınlarla erkeklerin isyanıdır bu. Ne ki, bu isyan ülkeyi, üzerinde savaşlar verilen yeraltı ve yerüstü zenginliklerini savunan bir isyan değildir; ulusları ileri götürecek bir isyan değildir. Bu, gerçekte kendisine isyan edilmesi elzem olan (içi boş) bir isyandır.” (s. 234)
HADIMLAŞTIRAN REJİM
Türbanlı ve türbancı kadınlarımızı dinledikçe, okudukça, bunların dünyayı anlayıp değerlendirmekte Arap ülkelerine dağılmış hemşirelerinin çok gerisinde kalmış olduklarını hüzünle fark ediyorum.