Bu dünyada ben neler yaşadım biliyor musun? diye başlayan konuşmalara mutlaka konu olacaktır bu yangınlar.
Ne günler gördüm derdim,
Kendimce yaşadığım her acıda.
Yine her acıda açıp ellerimi,
Duaya dururdu yüreğim Yaradanın huzurunda.
Gözlerimin içinden geçip yüreğimin en derinlerine kadar giden bu yangın
Nefesin kesildiği andı.
Yeşili küle, yaşayanı ölüye,
Hayatı hüzne boğdu be.
Annem derdi; kurdun kuşun nasibini yiyoruz.
Onları yakan biz, acaba ne bulup da şu hiç doymayan aç gözümüzü doyuracağız.
Yüreklerimiz yangın yeri misali,
kor ile alev, kül ile duman birbirine girmiş Ya Rab!!!
İnsanın tüm acımasızlığına karşı, sen yeşilimize, kurdumuza kuşumuza acı.
Semaya açılan eller, yanan canlar hürmetine.
Güzel yurdumun yangınlarının bir an önce bitmesi dileğiyle...
“Yanmayan ağaç yerine yakmayan adam gibi adam yetiştirelim”
Hoşça sağlıcakla kalın ama en önemlisi yeşili doğayı canı canlıyı seven,
adam gibi adam kalın.