İflasın tescili
CMK’nın 102. maddesini değerlendiren Mehmet Altan, Türkiye’nin yargıya ayırdığı bütçeyi de yetersiz buluyor ve bunu rakamlarla destekliyor
Doğrusu... Gözüm daha ziyade Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün açıkladığı “Sanayi Strateji Belgesi ve Eylem Planı”ndaydı. Ama baktım, tutukluluk sürelerini düzenleyen Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 102. Maddesi’nin yürürlüğe girmesinin ardından ortaya çıkan tablo ve bunun üstünden yürüyen tartışmalar hız kesmiyor... Hizbullah üyeleri ile cinayet zanlısı 50 kişinin uzun tutukluluk süreleri nedeniyle tahliye edilmesi de doğrusu ateşe benzin döküyor... Ne var ki tartışma “uygulama” ile ilgili, hâlbuki gözlerimizin önünde mefluç halde bir sistem uzanmış yatıyor... Türkiye’de ağır cezalık konularda “tutukluluk süresinin” on yıl olabileceğine dair Yargıtay içtihadı tartışılmayacak kadar net ve kesin bir şekilde bir iflası tescil etmekte... Eğer bir ülkede herhangi bir dava on yıl içinde sonuçlanmıyor ise orada hukuktan da, “hukuk devleti”nden de söz edilemez... Ağır cezada görülen davalarda “tutukluluk süresi” neden on yıl? Çünkü dava on yıl sürebiliyor... Baksanıza on beş yıldır tutuklu olan insanlarımız var... Peki, davalar neden on, on beş yıl sürüyor? Çünkü Türkiye’de toplam hâkim sayısı 7 bin 81, toplam savcı sayısı da 4 bin 40’tır. Ama dört bine yakın, rakamsal olarak söyler isem 3 bin 875 de hâkim ve savcı açığı var... Mahkeme açığına değinmiyorum... Büyük artışlara rağmen 2011 yılı Bütçesi’nde Adalet Bakanlığı’nın payının ancak yüzde 1,4 olduğuna da... İflasın tescili demiştim... Bunu rakamlarla örnekleyelim... Almanya 82 milyon nüfuslu bir ülke, yargıya ayırdığı bütçe ise 9 milyar euro... Türkiye ise 73 milyon nüfusuna rağmen yargıya sadece 500 milyon ayırmakta... Bunun yetersizliğini biraz daha vurgulamak için 16 milyonluk hap kadar Hollanda’nın bile yargıya 800 milyon euro ayırarak Türkiye’yi solladığını söylemek yeterlidir sanırım...
Mehmet Altan-Star