Derviş Argun
İkircikli Duruşlar
“Ey kadir olan Allah'ım!
Ailemize sorumluluk, halkımıza bilim, müminlerimize aydınlık, aydınlarımıza iman, tutucularımıza kavrayış, kavramışlarımıza tutuculuk, kadınlarımıza bilinç, erkeklerimize şeref, ihtiyarlarımıza bilgi, gençlerimize soyluluk, öğretmen ve üstatlarımıza, öğrencilerimize inanç, uyuyanlarımıza uyanıklık, uyanıklarımıza irade, tebliğlerimize gerçek, dindarlarımıza din, yazarlarımıza güvenirlik, sanatkârlarımıza dert, şairlerimize şuur, araştırmacılarımıza hedef, ümitsizlerimize ümit, zayıflarımıza güç, muhafazakârlarımıza hareket, ölümcül uykularda olanlarımıza hayat ve dirilik, körlerimize görme, suskunlarımıza feryat, Müslümanlarımıza kuran ve sünnet, tüm mezheplerimize birlik, kıskançlarımıza şifa, egoistlerimize sabır, halkımıza kendini bilme, tüm uluslardan kurulu milletimize samimiyet, himmet, fedakârlık yeteneği, kurtuluşa layık oluş ve izzet bağışla.” Dua / Ali Şeriati
İkircikli duruşlar ya da savunulması zor savruluşlar her dönem için sorun oluşturmuştur. Böylesi karaktere sahip kişilerin büyük davaların esaslı rollerinde görev alması, o davaya ve davanın muhtemel kazanımlarına yapılan en büyük kötülüktür.
Kendilerindeki cüceliği fark edemeyen bu şahıslar, davanın büyüklüğü altında kendileri için oluşturdukları gölge cüsseleriyle övünür, bir tırtıl gibi kemirerek küçülttükleri o ulvi davaya, katkı sağladıkları iddiasıyla orada burada caka satarlar. Bunlar kimlerdir? Sorusunun cevabı olmaz. Her çağda bunlarla karşılaşabilir, açtıkları hasarın maliyetine şahitlik edebiliriz.
Günümüz dünyasının siyasi ve sosyal programlarında da bu tipler oldukça yoğun olarak varlar. Varlıklarının bile farkında olmadıkları halde başkalarına varlık verebilecekleri iddiasında olan bu beyler, toplumun kasten ve taammüden eşekleştirilmesi projesinde yer alıp bu projenin yol almasına katkı sağlıyorlar. En ulvi davalar bu beylerin elinde un ufak oluyor. Hiç kimse bu konuda tek kelime edemiyor ya da bu sonucun sorumlusu kimdir diye soramıyor.
Türkiye 2002 yılından bu yana çok esaslı değişimlere şahitlik etti. Halk bu değişimin mimarı ve önderi olan şahıs ile kadrolarının yanında yer aldı. Bu hasbi bir yer alıştı. Destek verdiği liderle karşılaşma ihtimali bile olmayan insanlar, her gün birlikte oldukları lider ve hakkında ağızlarını doldura doldura konuştukları davalarına ihanet eden, bilinci benlik zannedip, egolarına ve şahsi geleceklerine yatırım yapanlara inat destek verdi. Karşılaşılan zorluk günlerinde seferlere iştirak etmeyip, geride kalanları, süreç acaba nasıl neticelenir deyip adım adım bir o yana bir bu yana gidip gelenleri herkes gördü ve bildi. Bu bilişin bilince dönüşmesi bu bilincin de yürüyüşün organizesini yapanlar tarafından fark edilmesi yaşanabilecek en önemli gelişme olacaktır.
Türkiye yeni ve esaslı gelişmelere gebe. Yaşanması muhtemel krizlerin ve aşılması gereken engeller, süreç kadar esaslı adamlarla yapılabilir. Benden sonra tufan anlayışında olanların, bu toplumun önünde yeri yok. Bu toplumda da onların öne geçmelerine mani olacak bir mekanizma yok. Öyleyse vebal “hadi öne geç” diyenlerde. Bu toplum, her şeye rağmen dürüst bildiklerine en hasbi desteği yapmaya devam eder. Bu desteğin kıymetini bilmeyip har vurup harman savuranlar da er ya da geç gider. Bu halka yazık değil mi?
Not: 12.11.2014 tarihli www.memleket.com.tr’de yayınlanan yazının tekrar yayınlanmasıdır.