İleri demokrasiye geçmek isteyenler sıraya girsin

Obama, geçtiğimiz günlerde  “Asya Pasifik de bizden sorulur” demiş.

ABD, Ortadoğu’daki Arap baharından sonra şimdi de Asya Pasifik’e el atmış durumda. 

Küresel  iştahın sonu gelmiyor.

Her yere saldırıyorlar, bütün dünya bizim diyorlar. 

Petrol kuyuları, doğal gaz rezervleri  onlar için yüzbinlerce masum insandan çok daha değerli.  Küresel sermayenin hizmetinde olmayan her kurumu, her ülkeyi de yerle bir ediyorlar.

Aslında her dönemde başka bir senaryo ortaya konuluyor.

Ancak amaç hep aynı: Dünya nimetlerinin paylaşımında en büyük pasta kimin olacak?

Geçen yüzyılın başında Osmanlı üzerine çullanan bu güçler 600 yılı aşkın hüküm süren Türk İslam egemenliğini sona erdirmişler, yeni dünya düzeninde İngiliz İmparatorluğunun hâkimiyetini ilan etmişlerdi.

İngiliz planları eşliğinde tüm Ortadoğu, Afrika ve Asya işgal altına alınmış, petrol sahaları bir bir ele geçirilmiş, kukla krallıklar, liderlikler aracılığıyla Müslüman toplumları sömürge altına almışlardı.

İkinci paylaşım daha sonra Amerikan öncülüğünde gerçekleşti, ikinci dünya savaşıyla birlikte Komünizm tehlikesi adı altında  bir soğuk savaş başlatılıp yeni etki alanları oluşturuldu.

Sovyet Rusya ve ABD iki düşman kardeş olarak dünyanın iki yarım küresini al gülüm ver gülüm  yönettiler.

Asya ülkeleri Sovyet Rusya eliyle, Ortadoğu ve Afrika’daki ülkeler ise İsrail kontrolünde Amerika eliyle uzun yıllar yönetildi. 

Ancak Glasnost- Perestroyka çığlıklarıyla birlikte Berlin duvarı yıkılınca bu danışıklı dövüşün sona erdiği ilan edildi.

Yeni bir dünya düzeni kuruluyordu.

Bu yeni dünya düzeninde komünizm tehlikesi (!)nin yerine yeni bir düşman bulunmalıydı.

Daha önce komünizm tehlikesiyle bir soğuk savaş başlatanlar bu sefer de “İslam”ı hedef tahtasına koydular. 

İkiz kulelerin vurulmasıyla birlikte bunu meşrulaştıracak bir zemin de bulunmuş oldu.

Bu bahaneyle önce Afganistan’ı daha sonra Irak’ı işgal ettiler.

Bu işgallerde yüzbinlerce Müslüman katledildi.

On binlerce Müslüman kadın tecavüze uğradı.

 Irak üçe bölündü.

On yıldır sürdürülen işgal geçtiğimiz günlerde sona erdi.

Amerikalı yetkililer Irak’ta ileri demokrasiyi yerleştiren Amerikan Ordusunun sağ salim evine döndüğünü bildirdi. 

Amerika, ileri demokrasiyi arkasında gözyaşı ve kan ve bir çok yıkılmış hayatlar bırakarak Irak’a yerleştirmişti…

En azından  Irak’a bu söylemle girmiş, tüm dünyanın da buna inandığını düşünmüştü.
Arap Baharı da  ileri  demokrasi sloganlarıyla Arap ülkelerinde esmeye devam ediyor. 

Ancak Irak örneği bize bunun pek de bahara benzemediğini söylüyor.

Daha sırada Asya Pasifik varmış.

ABD başkanı öyle söylüyor.

İleri demokrasiye geçmek isteyenler sıraya girsin diyor…