İlker Başbuğ'a Tarzan benzetmesi

İlker Başbuğ'a Tarzan benzetmesi

Milliyet yazarı Hasan Cemal ise tabiri caizse balyozu eline aldı ve İlker Başbuğ'u adeta yerden yere vurdu.

Taraf Gazetesi'nin yayınladığı 'Balyoz Darbe Planı' ve ardından gelen Genelkurmay'ın 'Yetersiz' açıklaması yazarları harekete geçirdi. Kimi yazarlar darbe planının balondan ibaret olduğunu düşünedursun, bugüne dek TSK hakkında hep ılıman yazılar yazan Hasan Cemal ise tabiri caizse balyozu eline aldı ve İlker Başbuğ'u adeta yerden yere vurdu. Cemal Milliyet Gazetesi'ndeki yazısının başına 'Tarzan Zorda' satırlarını iliştirdi, yapılan yanlışları bir bir sıraladı. İşte yazıdan o bölümler:

(...)

TARZAN ZORDA

Televizyonu açtım ve karşımda Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'u buldum. Hem sözlerine kulak kesildim, hem de yüz ifadesini, mimiklerini dikkatle izledikten sonra şu notu düştüm:

Tarzan zorda!

Bu bir alay değil, gerçeğin günlük deyişle ifadesidir. Çünkü Orgeneral Başbuğ, Komutan, kendi temsil ettiği kurumun içinde yaşananları açıklamakta zorlanıyor.

(...)

GÜLDÜRMEYİN İNSANI

Askeri tatbikatmış... Harp oyunlarıymış... Askerin ‘koruma ve kollama görevi’nin bir gereğiymiş... ‘Dış tehdit‘e karşı hazırlıkmış... Ama asla ‘darbe planı değilmiş...

Bu kadar basit, bu kadar kolay mı? Her şey bundan ibaret, öyle mi?.. Güldürmeyin insanı, zekâsıyla da oynamayın.

Bir darbe planı daha başka nasıl olabilir ki? Üstüne elbette “Bu bir darbe planıdır!” diye yazılmaz.

(....)

BU BAL GİBİ DARBE PLANI

Boşuna zahmet etmeyin, “Bu bir darbe planı değildir!” diye. İnandırıcı olamıyorsunuz. Ya da Özden Örnek Paşa ne kadar inandırıcı olabildiyse, siz de o kadar inandırıcı olabiliyorsunuz.

Balyoz, bal gibi bir darbe planıdır. Ak Parti’yi hedef alan ve demokrasiyi, millet iradesini, hukukun üstünlüğünü zerre kadar takmayan bir darbe planı...
Ve darbe planlarının, tertiplerinin hesabını soramayan bir Türkiye’de, askerini hukukun içine çekemeyen bir Türkiye’de ne demokrasi olur, ne hukuk devleti, ne de siyasal istikrar...

Sorun ‘asker sorunu’dur!

Hasan Cemal'in yazısının tamamını okumak için tıklayın