Mustafa Yiğit
İp inceldiği yerden koparsa!
Amerika’yla ilişkilerimizi gerçekten gözden geçirmeliyiz.
Batıyla ilişkilerimizi gerçekten gözden geçirmeliyiz.
Bu gözden geçirme öyle lafta kalmamalı.
Öyle iyi niyet temennileriyle, “inşallah bundan sonra böyle olmaz” dilekleriyle ABD’nin, Batının yaptıklarını hafife alamayız.
Bunun hafife alınmayacağını başbakan da geçtiğimiz hafta açıkça ilan etti. “Bu işin ama’sı yok, yaptırımı var. Biz duygusal hareket etmiyoruz. Bunun içindir ki bugüne kadar sabrettik. Ama artık yaptırım bekliyoruz. (ABD) Onbinlerce kilometreden çıkıp Irak’ı vururken kimse kimseden izin almadı.Artık, birilerinin kalkıp da Kuzey Irak’la alakalı veya yapılacak sınırötesi operasyonla ilgili akıl vermesine de ihtiyacımız yok. Karar verdikten sonra faturası, bedeli neyse öderiz...”
Evet son bir hafta içinde verilen şehitler “sözün bittiği yer”di ve söz bitti eylem kararı ise mecliste.
Bunun sözle olmayacağını yaklaşık iki yıldır sabırla bekleyen hükümet de anlamış durumda.
Yıllarca Bölücü örgütü, terör örgütü listesine bile sokmayan bir Avrupa var karşımızda.
Yıllarca teröre karşı ortak haraket edelim dendi, lafta kaldı hep.
ABD’den bir eylem, bir hareket beklendi. Ama nafile.
Kuzey Irak’tan geçen bölücü örgütün Türkiye’de eylem yapmasını engelleyecek hiçbir önleyici tedbir getirmeyen ABD, üstüne üstlük Irak Kürdistan yönetiminin Türkiye’yi tehdit eden sözlerini de destekleyecek girişimlerde bulunmaktan kaçınmadı.
Terör örgütünün kullandığı mühimmatın, silahların ABD patentli olduğu ise yıllardır söylenen ve bilinen gerçeklerdi.
Şimdi bunun üstüne yaşanan bir gerçek daha var. ABD’de Demokratlar, Ermeni tasarısını temsilciler meclisinden geçirdi.
Amerika temsilciler meclisinden geçen sözde “Ermeni Soykırım” tasarısının hafife alınacak bir tarafı ise hiç yok.
Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için elinden geleni yapan bir şer ittifakının olduğu kesin. Bu şer ittifakı yüzyıllardır Türkleri Anadolu’dan söküp atmak isteyen Batı’dan başkası değildir.
Yaşadığımız son gelişmeler de bunu bize açıkça gösteriyor. Ermeni tasarısını Meclise getiren Pelosi , ''Ben 20 yıldır kongredeyim. 20 yıldır herkes aynı şeyi söylüyor. Türkiye'nin Soğuk Savaş'taki stratejik konumunu. Bu, eski Sovyetler Birliği'nden önceydi. O zaman Türkiye'nin stratejik konumu ve ilişkilerimiz için bunu geçiremedik. Daha sonra 1. Körfez Savaşı geldi. Sonra başkan Bill Clinton döneminde uçuş hakkı ve boru hattıydı. Şimdi 2. Körfez Savaşı diyorlar. Neden şimdi? Çünkü zamanı şimdi. Bunun gündeme gelmesi için zaman hiç uygun olamadı. Demokrat Parti liderliğinde hepimiz bu konuya destek verdik'…ABD ve Türkiye çok güçlü ilişkilere sahip. Karşılıklı çıkarlara dayalı. Ben, Türk hükümetine saygılarımı sunuyorum, bizim sürekli karşılıklı çıkarımızın, bu ilişkiyi büyütmemizi sağlayacağına inanıyorum. Bu konu (Recep Tayyip) Erdoğan hükümetiyle ilgili değil. Bu, Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili'' diyor.
Evet bu yalnızca Türkiye cumhuriyetine, Tayip Erdoğan hükümetine değil, Osmanlı’ya, Osman Bey’e, Viyana önlerine gelen Kanuni Sultan Süleyman’a, Türk tarihine karşı bir haçlı saldırısıdır. Batının yüzlerce yıllık düşmanlığıdır.
Onların derdi İslam’dır, Türklüktür. Bunun gerçekten hükümetlerle hiçbir ilgisi yoktur! Bu nedenle de onlar, Türkiye’ye karşı terör örgütlerini de beslerler, Kıbrıs’ı da isterler, Ekümeniklik de talep ederler.
Çünkü onlar Türk tarihiyle hesaplaşmalarını henüz tamamlamış değiller. Soykırımla yan yana gelemeyecek tek milleti bu nedenle soykırımla suçlarlar, kendilerinin Somali’de, Irak’ta Bosna’da yaptıklarını ise görmezden gelirler.
Onlar tarihin en zalimce işlenen soykırımların, savaşların baş aktörleridir. Ama her ne hikmetse, demokrasi, insan hakları şampiyonluğunu da kimseye bırakmazlar ve mazlum milletlere demokrasi dersi vermeye kalkarlar.
Ancak artık son raddeye gelinmiştir.
Türkler tarih sahnesinden öyle meclis kararlarıyla, öyle besleme terör örgütleriyle silinemeyecek kadar büyük bir millettir.
Herkes bilmeli ki, ip inceldiği yerden koparsa Türkler’i kimse tutamaz.