İSTANBULUN FETHİ 29 MAYIS 1454

      Kostandinopel   Devrinin kapanıp Türk İslam   Medeniyetine   hayat hakkı tanıyan YÜCE MEVLA ‘mız  lutfu inayeti ile  Nübüvvet Delilini yani  Peygamberlere verilen  Sezgi’yi  kıyamete kadar  baki kılmıştır.  Evliya Enbiyaları da  izharına sebep kıldığına göre,  her devirde aramızda yaşamış  ve yaşamakda olan   ruhanilerden gerektiği biçimlerde  istifade edebileceğimiz  insanlardan  İstanbul’un fethi münasebetiyle    bahsetmeye çalışacağım.

       İstanbul’un fethi sırasında Savaş devam ederken  büyük Türk Kumandanı FATİH  SULTAN MEHMET HAN  hocası AKŞEMSETTİN hazretleri ile  secdeye kapanıp  Tefekkür halinde iken  Yüce Mevla ‘ya  şu şekilde yalvarıp sığınmışlardır.

       Yarabbi  her devrin bir KUTB’u  Küllisi olduğuna  görebu zamanın Velisi kim ise  bize yardıma gönder. Diyerek sabahlara kadar göz yaşı dökmüşlerdir. O devirde ÜBEYDULLAH  AHHAR   isminde bir veli,  o zamanın Kutb’u küllisi imiş.o anda Semerkant’ da  bulunmakta iken manevi davetten sinyali alır , günlerden Perşembe  öğleden sonra yanandakilere buyurur, ve atımı çabuk getirin der. Beyaz atına biner Semerkant’ın  sokaklarında kaybolur aynı günün akşamı  döner,  nereye gidip geldiğini soran talebelerine  buyurur ki Büyük Türk  Sultanı Muhammet Han  ( ki bu zat  FATİH SULTAN MEHMET )Küffar ile çok büyük bir savaşta idi. Yüce Mevla’nın  izni ile  benden yardım talep edildi, onun için acilen oraya gittim.Savaş yerine zamanında  ulaştım. Zafer Müyesser oldu,  Hakkn izni ile geri  döndüm, der.

       İşte bu Ruhani zatın oğlu,  ABDULHADİ  babasının ölümünden  sonra  o günün anısı için  bakınız ne diyor…

       Yıllar sonra ben İstanbul’a gittim. Sultan Mehmet Han’ın oğlu  Bayezit  Veli hazretleri  Osmanlı Padişahı idi, Beni Sarayına davet etti. Babam ÜBEYDULLAH AHHAR ‘ın şeklini şemailini , kılık kıyafetini , ve yüz biçimini sordu.  Ben tarif ettikce  o tasdik ediyordu. , babamın beyaz bir atının olup olmadığını da sordu  var olduğunu tasdik ettim.  O zaman  BAYAZIT HAN   hazretleri bana şunları anlattı…

      Babam  Muhammet Han bana anlattı ki, İstanbul’un fethinde  savaşın en şiddetli anında  Hocam Şemseddin  hazretleri ile dua halinde iken  Allah indinde  zamanın Kutb’u  Külli’si kim ise  yardım talep ettik.  O gün  ‘ FETİH GÜNÜ ‘ savaşın en şiddetli anında  yanında aniden Nurani bir zat belirdi  ve buyurdu ki  ‘HİÇ KORKMA,  YARDIMINIZA GELDİM.’ Dedi. Bu zat beyaz bir atın üzerinde idi  düşündüm işte zamanın  Kutb’u küllisi  bu idi.  Kendisine efendim  asla savaşdan korkmuyorum,  lakin düşman askeri  bizden çok fazladır, deyince  beyaz atın üzerindeki  zat  eli ile  ileriyi göstererek  “Şuraya bak “ dedi, baktım savaşan ordularımın önünde muazzam bir Ordunun daha  hasıl olduğunu   gözlerimle gördüm  hepsi yeşil sarıklı  hepsi beyaz elbiseli idi.  Öyle müthiş savaşıyorlardı ki  ortalık Cehennemi andırıyordu, Mubarek  zat bu Orduyu  gösterip  işte senin yardımına bu Ordu ile geldim ,şimdi sen  şu tepenin üzerine çık  büyük zaferi kutla . Dedi.

       TEPEYE ÇIKTIM KAFİRLERİN HEZİMETİNİ GÖZLERİMLE GÖRDÜM.

        KALEYE BAKTIM ŞANLI BAYRAĞIMIZ DALGALANIYORDU.

        Kore Savaşırdaki semavi mucize haftaya…

                                     ------------------------------------------------

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.