Bu günkü köşe yazımı çok sevgili dostum Yılmaz Bey’in mailine ayırıyorum.

"Sevgili Cuma Ali Kardeşim

 Köşe yazılarını büyük bir keyifle okuyorum. En son yazmış olduğun yazını da okudum. Ereğli’ye yapılacak yatırımlara vermiş olduğunuz destek için teşekkür ederim. Sizin de bildiğiniz gibi, Albayrak arazisi üzerinde bizim de güzel bir alış veriş merkezi yapma projemiz vardı, ancak muhtelif sebeplerden dolayı olmadı. Bu sebeplerin neler olduğunu siz gayet iyi biliyorsunuz, ben şu anda açıklama gereği duymuyorum zamanı gelince bunu halkımızla paylaşacağım. Ancak biz yapamasak bile Ereğli’ye böyle bir yatırımın gelmesini, sorumluluk duygusu taşıyan bir Ereğlili olarak kesinlikle destekliyorum. İnşallah projenin başına bir yol kazası gelmez de Adese alış veriş merkezi Ereğli’nin bir kazancı olarak hizmete girer.

Sevgili kardeşim

Kalkınma ve ekonomik gelişme top yekun verilmesi gereken bir mücadelenin ürünü olabilir. Basını, yerel ve genel yönetimi, iş dünyası ve yöre halkının gelişmeye inanması ve birlikte yürüyebilmesi çok önemli. Ereğli’miz ne yazık ki -özellikle son yıllarda - ülkemizde yaşanan gelişmeye paralel bir gelişme performansı ortaya koyamadı. Ereğli eskiden sosyal ve bireysel refah açısından Konya’nın  da önündeydi ancak, bu yarışta bırakın Konya’yı, Karaman ve Aksaray'ın bile gerisinde kaldı. Düşünebiliyor musunuz 30 yıl önce birden fazla sineması olan Ereğli’nin şu anda sineması yok. Modern alış veriş merkezi olmayan şehir kalmadı, ama Ereğli’de alış veriş merkezi yok. Sanayisi yetersiz, hizmetler sektöründe bir şey yok. Tarım ve hayvancılık ise hala olması gereken noktada değil. Son yıllarda gurur duyulması gereken iki gelişme ne yazık ki sadece doğalgaz ve süt endüstrisindeki bir kaç önemli tesisin varlığıdır. Oysa, Ereğli, demir yoluna sahip olması, ucuz enerji olan doğal gazın kentte yaygınlaşmış olması, çalışkan ve üretken beşeri potansiyeli, eğitimli ve entellektüel sermayesinin mevcudiyeti, siyasi ve yönetimsel olarak tek parti olması nedeniyle bir bütün halinde hareket etme kabiliyetine sahip olması ve bazı sektörlerde rekabetsel avantaja sahip olması gibi nedenlerden dolayı, bugün olduğu noktanın çok ötesinde olabilirdi.

Kıymetli kardeşim;

Sevgili milletvekilimizin projesi olan DSİ sulama sisteminin yeraltına alınması, damlama ve yağmurlama sistemine geçilmesi ve bunun özel sektör eliyle yapılması bana göre Ereğli’nin en öncelikli projesidir. Sayın Belediye Başkanı Ve Kaymakam Bey’in de bu projeye destek verdiklerini biliyorum. Lütfen siz de basın olarak bunun takipçisi olunuz. Bu proje aslında bir tarım kenti olan Ereğli’ye çok fayda sağlayacaktır. öte yandan organize hayvancılık konusunda da tarım bakanlığı ve özel sektörle birlikte entegre bir çalışma yürütmek gerekir. Hayvancılığın gelişmesi, verimli olması ve istihdam yaratıp, değer üreten bir sektör olması için mutlaka geniş otlaklarınız olması gerekmiyor. Bu sektör de artık bir endüstri haline gelmiş. Hollanda da bir çiftlikte üretilen hayvansal ürün değeri, tüm Ereğli’mizdeki üretimin değerinden ne yazık ki daha fazla oluyor.

 Özetle;

1. Tarımsal üretimi artırmak için sulama sisteminde değişikliğe gidilmesi ve verimli tarımsal üretim tekniklerinin uygulanması (bunlar bilinmeyen şeyler değil, bodur meyve ağaçları, verimli ve ıslah edilmiş tohumlama ve doğru tarımsal teknikler artık her tarafta biliniyor)
2. Hayvansal üretimin verimli hale gelmesi için gerekli çalışmaların yapılması ( bu alanda yapılacak çalışmalar süt ve et endüstrisine çok katkı sağlayacaktır)
3. Organize sanayi bölgemizde doğal gazın yaygınlaştırılması (ucuz enerji girdisi sağlaması nedeniyle Ereğli sanayisinin itici gücü olabilir)
4. Modern kentleşme çalışmalarının belediye tarafından planlı bir şekilde yerine getirilmesi…

Sevgili kardeşim bunlar hayal değil, inanmak ve gayret sarf etmek yeterli. Ama ne yazık ki biz kendimizle uğraşmaktan bu makro konulara vakit ayıramıyoruz. Olan da milletimize oluyor”.