Kadın gazeteciler erkek medyasına isyan etti
Kadın gazeteciler, "Erkeklerin medyasını gördük neler yaptılar. Daha çok şiddet ve savaş gördük" diyerek hemcinslerinin yolunun açılmasını istediler
Gazeteciler ve Yazarlar vakfı ile Irak Kurdistan hükümeti, Süleymaniye kentinde "Kadın gazeteciler Medya Calıştayı" düzenledi.
Türkiye'den aralarında Fadime Özkan, Balçiçek İlter, Ceyda Karan gibi gazetecilerin de bulunduğu 27 gazeteci, Kurdistan kadın meslektaşları ile kadının medya ve toplumdaki yerini tartıştı.
Kürdistanli 23 kadın medya çalışanı ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin de katıldığı dört oturumlu calıştayda kadının toplum barışı üzerindeki etkisi de irdelendi.
Kürdistan kadın gazeteciler sendikası "Biz asırlarca baskı gören ve acı çeken bir millet olarak başkalarının sesi bize gelsin bizimki de onlara gitsin diye bekledik. 91 ayaklanmasından sonra özgürlük kazandık. Sonra sesler ve renkler belli oldu. Her türlü rengi ve ırkı kabul ediyoruz. Bugünkü çalışma bu işin bir parçasıdır" diyerek bu programa katılmaktan duydukları memnuniyeti ifade etti.
Medyalog platformu başkanı Tercan Ali Baştürk de kadının toplum barışı üzerindeki etkisine dikkat çekti "Kadım ırklara ev sahipliği yapan Mezopotamya bölgesi umuyoruz ki bundan sonra istikrara kavuşacaktır. Bu noktada kadın önemli bir rol oynayacaktır. Barış sürecinde kadının inkar edilemez bir rolü vardır. Kadının yaradılışından gelen güçlü vasıfları medyayla birleşince oluşturacağı sinerji çatışmanın çözümünde önemli bir rol oynayacaktır" dedi.
Süleymaniye Üniversitesi iletişim bölümü hocası Dr. Nezaket Hüseyin ise medyanın toplum üzerindeki etkili gücüne vurgu yaparak "Eskiden medya toplumun bir ihtiyacıydı ama bugünlerde kültürlerin kaynaşması ve teknolojinin gelişmesi sonucunda farklı işlev ve görevleri de var. Medya, barışı ve birlikte hoşgörü içinde yaşamamızı sağlayabilir" şeklinde konuştu.
Toplumlar arası farklılıklar, kadınların global ve inanç farklılıklarından kaynaklanan sorunlarının masaya yatırıldığı çalıştayın "Ortadoğu ve Medyada Kadın" oturumunda gazeteci Ceyda Karan "Ortadoğu'da çok dolaştım. Oradaki kadınlar erkek egemen bir sistemde kendilerine özgü bir rol oynuyorlar. Batı toplumu baskı görmekten rahatsızken doğu toplumunda bu durumu kabulleniş var. Bir kere bu algılarının değişmesi gerekiyor. Örneğin ben İranlıları sevdiğim halde orda türban takma zorunluluğu var diye uzun yıllar gitmek istemedim. Çünkü fazla inançlı birisi değilim ve başımı örtmekten hoşlanmıyorum. Bunu dayattıkları için oradan uzak durdum" dedi.
Kürdistanli gazetecilerin karşılaştıkları sıkıntılardan birinin ülkelerinde özgürce seyahat edememeleri vurgusuna da değinen Karan "Ortadoğu'da kadını kısıtlayan kültürel ve dinsel kısıtlamalar var. Birlikte savaşıyorsunuz, barış geldiğinde ise eşit koşullarda yaşayamıyorsunuz. Bunun irdelenmesi gerekir"
"ERKEKLERİN MEDYASINI GÖRDÜK"
"Medya dili ve Barış" oturumuna moderatörlük yapan Balçiçek İlter ise, medyanın barış ve çözüm sürecine katkısının düşündüğümüzden fazla olduğunu söyledi
"Herkesi kucaklayan bir medya hayalinden vazgeçip elimizdeki medyanın dilini nasıl düzelteceğimizi tartışmalıyız" diyen İlter, kadınların medyadaki rolüne de dikkat çekerek," %80'nin kadınların oluşturduğu bir medya düşlüyorum. Erkeklerin medyasını gördük neler yaptılar. Daha çok şiddet ve savaş gördük. Kadınların sayıca fazla olması bir yere vardırma. Kadınlar medyada karar merciinde yer almalı. Sorunları çözmede kadının pratikliğinin daha aktif olarak kullanılması gerekli" dedi.
"DİKTATÖR BASKISI ALDINDAYDIK, TECRÜBEMİ,Z YOK"
Gazeteci Ceyda Karan'ın Kürdistanlı kadın gazetecilere "Sizler barışı getirme adına neler yapıyorsunuz? sorusu üzerine, Dr Nezaket Hüseyin:
"Bizim o kadar tecrübemiz yok çünkü diktatör bir rejimin baskısı altındaydık. Yazılarımızın birinci konusu milli kimliktir, ikincisi kadın sorunudur. Bu topraklarda eskiden beri farklı milletler ve dinler birlikte yaşayabilmiştir. Toplumumuzun bu pozitif yanını vurguluyoruz" açıklamasında bulundu.
"SORUNLARIN BU NOKTAYA GELMESİNDE MEDYANIN GÜNAHI BÜYÜK"
Akiller heyeti ile yaptıkları bir toplantının medya tarafından nasıl çarpıldığını anlatan Fadime Özkan, medyayı eleştirel bir konuşma yaptı. Yaşadığımız sorunların bu noktaya gelmesinde medyanın büyük günahı olduğunu belirten Özkan, toplumsal barışın tesisi için medyanın yalan ve tarafhabercilik yapmaktan vazgeçmesi gerektiğini söyledi.
SONUÇ BİLDİRGESİ
Kürdistan Gazeteciler Cemiyeti sonuç bildirgesi yayınlanmasına itiraz etti.
Dört oturumda gerçekleşen toplantı 7 saat sürdü. Çalıştay sonunda Kürdistan Gazeteciler Cemiyeti başkanı Karwan Anvar'ın sonuç bildirgesi yayınlanmasına itiraz etmesi üzerine küçük çapta bir kriz yaşandı. Kürdistanlı gazetecilerin de cemiyet başkanı Enwer'e destek çıkmasına daha fazla sinirlenen bazı Türk kadın gazeteciler kadın toplantısına bir erkeğin müdahil olmasını toplumdaki kadın sorununun canlı bir örneği olduğu yorumunda bulundular. Cemiyet başkanı Enwer'i protesto etmek için salonu terk etmek isteyen bir gazeteciye arkadaşları engel oldu. Çalıştay sonuç bildirgesi yayınlanmadan sona erdi.
Çalıştayda öne çıkan ortak vurgular su şekilde;
- Medyada kadınlar karar alma mekanizmalarına katılmalı.
- Haberler de çatışmacı ve cinsiyetçi dil kullanılmasına karşı barış dili için çabalamalı.
- Kadın gazeteciler mesleklerini yaparken erkek meslektaşlarıyla eşit haklara sahip olmalı, bu ayrımcılığa karşı durmalı.
- Eşit haklara sahip toplumsal barış için medya dilini düzeltmeli. Barış sürecinde kadının şefkat dili önemsenmeli ve öne çıkartılmalı.
- Kadın kimliği üzerinden şiddet ve ayrımcı bir dil kullanılmasına karşı durulmalı.. Bunu medya kendi içinde de yaratmalı.
- Ortadoğu'daki kadın gazetecilerin nüfusun yarısının kadın olduğu coğrafyada kurumsallaşmış cinsiyet sınırlarını zorlaması kaçınılmazdır.
- Sosyal medyada sağlanan eşitlikçi ortam kadınları daha çok görünür kılıyor. Ancak bunu kadınlar için sorunlu bir alan olan medyadaki görev tanımı açısından da görünür kılmak gerekmektedir.
- Kadınların meslek dışındaki sorumluluklarından kaynaklanan meslek serbestesi var. Bu sorunun çözümü meslek örgütlenmeleri ve uluslar arası işbirliği çerçevesinde ele alınmalıdır.
- Gelenek ve görenekler ve başka alanlardaki sorumlulukları gerekçe gösterilerek kadınların zor görevlere gönderilmesi ve iş alanlarına sınırlama getirilemez.
kaynak: Behiye Teymur - Haberler.com