Yücel Kemendi
Kadın hakkı olmaaz!
Bugün 8 Mart Kadınlar günü münasebetiyle Kadın”ı yazacağım.
Bu konudaki yazılarım hep aykırı görüldü, ancak ben yinede yazacağım.
Türkiye’de kadını korumak için 100'ün üzerinde kadın dernek kurulmuş, kadın korunamamış, kadınlarımız silahlandırılmış kadın yine korunamamış. 'Kadınlar Günü', 'Parti Kadın Kolları', 'Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığı' sonrada “Sosyal Politikalar Bakanlığı' oluşturulmuş bunlarda yetmemiş.
Çünkü kadın hakkı olmaz.
Ben bunları dillendirdiğim zaman kıyamet kopuyor.
Sakın kadınlara önem vermediğimi düşünmeyiniz. Bilakis önem verdiğim, daha doğrusu erkeklerden farklı bir önemde olmadıklarını düşündüğüm için bu görüşteyim.
Gelin birde olaylara benim gibi bakın isterseniz;
Neden Erkekler Günü'nü kutlamıyoruz? Neden Erkek Dernekleri kurulmuyor, neden siyasi partilerimizde Parti Erkek Kolları yok? Neden Erkekten sorumlu devlet bakanlığı kurulmadı?
Kadınlara daha fazla önem verildiği için mi?
Bence tam aksine,
Hâlâ Kadın, erkekten farklı statüde görüldüğü için...
Yani açıkçası kadın haklarını, kadın-erkek eşitliğini savunalım derken, kadınları erkeklerden farklı gördüğümüzü peşinen kabul etmiş oluyoruz.
Peki, o zaman kadın haklarını nasıl savunacağız?
Kadın hakkı olmaz arkadaşlar İnsan hakları olur, yani bu işleri sadece İnsan haklarını savunarak yapabiliriz.
Ama yıllarca hep yanlış yaptık,
Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı' hâline dönüştürülmesi bu işi çözer zannettik, ancak bu güne kadar hiç beklenen olmadı.
Kadını sadece 8 Mart larda konuştuk, yine değişen hiçbir şey olmadı. Kadına koruma verdik, eline biber gazı tutuşturduk, yine bir şey olmadı.
Malum bakanlığın kadına yönelik şiddet'e karşı başlattığı kampanya, bugüne kadar içi boş bir çuval gibi kaldı.
Birde çözümü hep batıda aradık, buda cehaletin zirve yaptığının açık bir örneği.
Çünkü örnek aldığımız Batı, kadına çoğunlukla bir 'meta'(mal) olarak bakmıştır. Sanayi Devrimi'nin acımasız yükü altında ezilen hep kadınlar olmuştur. Batıda Köle pazarında satılanda, içki masasında meze olanda, hep kadın olmuştur, onun içinde bunlar, yaptıklarını gizlemek için kadınlara bir gün verebilir, ancak bizim tarihimizde kadına karşı yüz kızartıcı bir sayfa bile yok ki, biz neden verelim.
Orta Çağ Avrupası'ndan bin sene önce, 632'de Hz. Muhammed'in (s.a.s.) 'Veda Hutbesi'nde, -insanlık tarihinde ilk olarak, 'Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır' diyerek, hâlen geçerli olan bir kadın-erkek eşitliği/ adaleti dengesini kurmuştur.
Türk Kültürü'nde 'Hakan'ın yanı başında yer alan 'Hatun'un statüsü, bazılarının iddia ettiği gibi İslâm sonrasında gerilemişte değildir.
1917'de Osmanlı Ordusu'nda 'Kadın Amele Taburu' kurulmuş; 1918'de toplanan Kuva-yı Milliye'nin 'Millî Kongresi'ne iştirak eden 50 teşkilâtın 16'sını kadın dernekleri meydana getirmiştir.
Şimdi, yapmamız gereken 'kadına yönelik şiddet'e karşı mücadelede, şanlı tarihimize ve medeniyetimize yakışır şekilde elimizden geleni yapmaktır.
Ama nerdeeee.
…….
8 Mart kadınlar günü dolayısıyla Konya”da onlarca program düzenlenmiş, kimi kurumlar siyasetçi kadını öne çıkarmış, kimi kurumlar çalışan kadını öne çıkarmış, çok garip “Ana olan Kadını” hiç gündemine alan olmamış. Buda bana biraz garip geldi..
Garibime giden başka bir konuda; 8 Martta herkes kadının bir tarafından tutmuş bir şeyler yapma gayreti içerisinde, kadınımızın kendi bakanlığı “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından” tık yok..
Olmaz dedim, olmamalı dedim, ilgilileri aradım, ve sordum; Sizin düzenlediğiniz Kadın”la ilgili programa gelmek istiyorum. Davetiye gelmemiş programınız ne zaman?
Aldığım cevap,
Biz böyle bir program düzenlemedik, hazırlanan programlarda dolgu malzemesi olduk, demezler mi, ?
İşte böyle, Kadınla ilgili program yapması gerekenler yapmaz, yapmaması gerekenler yapmış olmak için programlar yaparlarsa. 'kadına yönelik şiddet' önlenir mi? Tabiî ki önlenmez,