‘Kadına şiddete en çok Efendimiz karşı çıktı’
Kimi zaman ölümle kimi zaman ailelerin parçalanmasıyla son bulan şiddet olayları neredeyse son zamanların rutin gündemi oldu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı başta olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşuysa şiddet olaylarının çözülmesine yönelik konferanslar yapıp tebliğ sunuyor. ‘Efendimiz’ kitabıyla Peygamber Efendimiz’in (sas) hayatını ayrıntılarıyla kaleme alan ilahiyatçı-yazar Dr. Reşit Haylamaz da aile içi şiddet olaylarına yönelik Peygamber Efendimiz’in çözüm önerilerine dikkat çekiyor. Haylamaz; aileyle ilgili problemler, şiddet ve kadına karşı şiddet gibi meseleleri çözmede Nebevi yaklaşımın olması gerektiğini vurguluyor.
Haylamaz, cahiliye döneminde bir gecede 70 kadının ‘eşim beni dövdü’ diyerek Efendimiz’in kapısını çaldığını dile getiriyor. Cahiliye döneminde şiddetin ayyuka çıkmasının ötesinde kadınların kimliği dahi olmadığını anlatıyor ve şöyle devam ediyor: “Kadınlar sadece erkeklerin ihtiyaçlarını gördüğü zaman bir şey ifade eder, mirastan pay alamaz, hasta olduğu zaman evden dışarı atılıp hor görülürmüş. Hz. Peygamber, o sosyal hayattan alarak kadına kimlik kazandırmıştı. Abdullah bin Ömer’in bu konuda ‘Resulullah, bizi kadına karşı hassasiyet konusunda o kadar uyardı ki hakkımızda (erkekler) ayet gelecek diye ödümüz kopuyordu.’ dediği anlatılır. Yine Hz. Aişe (ra) de Efendimiz için, ‘Ne sert bir tavrı oldu, ne de elini kaldırdı.’ der.”
‘BENİM ÇOCUĞUMDUR, HAKLIDIR’ DEMEYİN!
Bugünlerde kadın ve erkeğin iki ezeli düşmanmış gibi birbirlerine zıt düşürüldüğünü öne süren Haylamaz, aile içi tartışmalarda aracı olan üçüncü şahısların ise bilakis problemleri çözülemez hale getirdiğini söylüyor. Hz. Peygamber’in (sas) kızı Hz. Fatıma (ra) ile damadı ve yeğeni Hz. Ali (ra) arasında geçen soruna yönelik yaklaşım tarzıyla ilgili şu örneği veriyor: “Hz. Ali’yle Hz. Fatıma’nın arasında bir sıkıntı olur. Hz. Fatıma, Efendimiz’e şikâyete gelir. Efendimiz, kızını teselli ederek evine gönderir. Daha sonra Hz. Peygamber, gecenin geç bir vakti Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın evlerine gider. Yatak odalarına gider ve onları yataklarından kaldırmadan gelip ikisinin ortasında oturur. Şefkatini, yakınlığını ortalarına oturarak iki tarafa da hissettirir. Sonra Hz. Ali’nin ve Hz. Fatıma’nın elini alarak göğsüne koyar. Sonra da onlara güzel nasihatler eder. Bir daha böyle bir hadise yaşanmaz.” Haylamaz, Peygamberimiz’in kızı şikâyete geldiğinde ‘benim çocuğumdur, mutlaka haklıdır’ demeyişi gibi ebeveynlerin de eşler arasında çözüm getirecekleri zaman tek taraflı zaviyeden bakılmaması gerektiğini aktarıyor.
(KEVSER KULAKSIZ / Zaman)