Kafa kesme zırvası ve Nakşî lideri bilmecesi!

Böyyük bir gazetenin anlı şanlı ve de Çölaşan’dan sonra özel gayretlerle parlatılan yazarı Bekir Coşkun, Nurlu ufuklara... başlıklı yazısına şöyle başlıyor:

Şeriatçılar tarafından kafası kesilen Asteğmen Kubilay ve onunla birlikte öldürülen kır bekçileri Hasan ile Şevki’yi anma törenlerine, hâlâ cumhuriyet devrimlerine sahip çıkmak isteyenler katıldılar. Ama medya bunu öyle çok da önemli görmedi. Zaten anma törenine katılım da geçen yıllara göre düşüktü…

Ayrıca Cumhurbaşkanı Gül de Kubilay’ın kafasını kesenleri “Akıl ve sağduyusunu yitirmiş, öfkesine yenik düşmüş insanlar” olarak değerlendirip geçti. Oysa: Genelkurmay’ın internet sitesinde yeni yayınlanan arşiv belgelerine göre Kubilay olayı bir anda gelişmiş, öfkesine yenik düşmüş insanların sıradan bir cinayeti değildi. Nakşibendi tarikatının planlı ve bilinçli bir hareketiydi. Yazgıya bakın; Türkiye’yi bugün Nakşibendi tarikatı yönetiyor. Nakşibendilerin ABD’de güven içinde yaşayan liderleri Fethullah Gülen, 22 Temmuz seçimlerinden hemen sonra gazetelere ilan vererek, tazelenen ve güçlenen iktidarlarını kutlamıştı. Nasıl hatırlamazsınız?...

…

Nasıl ama?...

Adamın dünyadan haberi yok. Kubilay meselesini hala tek partili dönemin ilkokul ders kitaplarındaki bilgilerle idare ediyor. Fethullah Hoca’yı ise Nakşi lideri zannediyor. Bu saçma ön yargılarının üzerine de kurgu yapıp, fikir beyan ediyor. Maksadı üzüm yemek olmayınca böyle saçma zırvaları da böyyük gazetenin okurlarına kakalıyor. Okusunlar öğrensinler!..

Bir köşe yazarı kimin kim olduğunu bilmeyebilir. Bilmediğini bilmesi lazımdı oysa…

Bu hem bilmiyor hem bilmediğini bilmiyor ve hem de her şeyi bildiğini sanıyor! Tam komedi!..

Nakşîlikle ilgili en küçük bir broşür bile okumadığı nasıl da belli. Fethullah Gülen Hoca’yla ilgili bilgisi ise tamamen kulaktan dolma deli saçması…

Be adam, sana maaş diye verilen binlerce doların hatırına biraz oku ve öğren. Hiç bilmeden yazmaya kalkarsan böyle alay edilecek hale gelirsin işte. Ne var ki, senin gibilerle alay etmek işin en kolayı. Ben öyle yapmayacağım ve seni az da olsa okumaya davet edeceğim. Çünkü insan bilmediğinin düşmanı olurmuş. Bil de yine düşman olacaksan ol. Ne demiş büyükler, cahil dostum olacağına âlim düşmanım olsun…