yazar-11
Kampüs ve Şehir
Geçtiğimiz hafta bir toplantı için üç günlüğüne Eskişehire gittim. Kaldığımız otel Anadolu Oteldi. Bu otel Anadolu Üniversitesine ait olan Yunus Emre Kampüsü içerisinde bulunuyor.
Genelde gittiğim her yerde şehirleşme nasıl? İnsanların sosyo-ekonomik durumu nedir? Şehirde hangi konular daha ön plana çıkarılmış? Sanayisi ne durumdadır? Bu konuları araştırıp öğrenmeye çalışırım.
Eskişehir yaklaşık 450 bine varan nüfuslu orta bir Anadolu şehri görünümünde. Ankara yolundan girildiği zaman, Türkiyenin en önemli markaları ilk bakışta göze çarpıyor. Toprak, Sarar, Eti, Tadelle, Simtaş, Arçelik sadece birkaçı.
Şehrin girişinde hemen Şeker Fabrikası ve Uçak Fabrikası karşılıyor sizi. Sanayisi bu bakımdan oldukça zengin görünüyor. Her şeyden önce marka kenti haline gelmiş. Büyükşehir Belediye Başkanı ise daha önce uzun yıllar Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü yapmış biri: Yılmaz Büyükerşen.
Üniversite Kampüsünde yaklaşık yarım saatlik bir gezi yaptım. Her taraf yeşilin tüm tonlarıyla süslenmiş, çeşit çeşit bitkilerle dolu. Peyzaj açısından herhalde Türkiyede bulunan tüm kampuslar içerisinde ilk üçe girecek kadar güzel bir planlama yapılmış. Oldukça büyük bir alana yayılmış bulunan kampus, adeta Eskişehirin akciğeri görevini üstlenmiş.
Eski rektör, gerçekten Anadolu Üniversitesini mükemmel bir hale getirmiş. Bu bakımdan kendisin takdir etmek gerekiyor. Keza Anadolu Üniversitesinin Açık Öğretim Sistemi, dünyanın sayılı üniversiteleri arasında gösteriliyor. Uzaktan öğretim yoluyla bu ülkede yüz binlerce insanımız eğitim görüyor ve çok büyük kazanımlar elde ediyorlar. Aslında keşke rektör Belediye Başkanı olmasaymış da YÖK Başkanı olsaymış demekten kendimi alamadım.
Şehirde de çok büyük hizmetler yapılmış. Çevre düzenlemeleri ile Eskişehire adeta yemyeşil bir halı serilmiş. Eskişehirlilerin anlattığına göre, Başkan Porsuk Çayında sandal gezileri düzenlenebilmesi için ıslah çalışmalarına hız vermiş. Şehrin içerisinden geçen bu çayın her iki kenarını betonlarla kaplamış ve çok güzel köprüler yaptırmış. Köprünün üzerinden şöyle bir etrafa bakıldığında, çok değişik duygular kaplıyor insanı.
Bunun yanında oldukça modern bir tramvay hizmeti veriliyor Eskişehirde. Şehir merkezi adeta tramvay ağıyla örülmüş durumda. Konyadaki gibi ayrı bir hattı yok, normal araç yolu ile bütünleştirilmiş.
Bu arada Eskişehirde iki tane üniversite olduğunu da hatırlamamız gerekiyor. Anadolu Üniversitesinden başka, bir de Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi mevcut. Nüfusu bizim yarımız kadar ancak olan Eskişehirde, iki tane üniversite olması beni düşündürmedi değil doğrusu.
Sonuç olarak Eskişehir; sanayisiyle, şehir planlamasıyla, ama her şeyden de önce üniversiteleri ile çok büyük mesafeler almış. Gelecekte ülke gündeminde adından çok bahsettireceğe benziyor.
Peki, ben Eskişehiri niye bu kadar anlattım? Neden Üniversite kampüsünün bu kadar düzenli ve yeşil olduğunu, sanayisinde oldukça fazla marka bulunduğunu, iki tane üniversiteye sahip olduğunu, şehrin kendine has özelliklerinin nasıl ön plana çıkarıldığını yazdım acaba?
Konyamızın dışına çıktığımızda, çevremizdeki kentlerin durumu ile kendimizi mukayese yapabilmek için. Konyaya yıllardır yapılması geciktirilmiş yatırımların hızlandırılmasına katkı sağlayacak mekanizmaları haberdar etmek için.