Selman S. Akyüz

Selman S. Akyüz

Kartepe Kampından Notlar

Konyaspor’un Kartepe kampındaki çalışmalarının bir bölümünü izleyebildim. İlk hazırlık maçını da takip ettim. Yeşil beyazlılar Kocaelispor’dan daha iyi bir görüntü sergiledi. Uzaktan atılan şutlar dışında kalesinde pozisyon vermedi. Sakarya’dan alınan Ferdi sahanın en iyisi olarak göze çarptı. Henüz erken ancak takımın ön libero mevkisinde Batista gibi ısıran bir oyuncunun yokluğu hissediliyor. Fatih Egedik bu işi tam anlamıyla yerine getirecek tipte bir futbolcu görüntüsü vermiyor. Sakatlığı olan oyuncular nedeniyle beklediğimiz kadro sahada yoktu ancak orta sahaya “10 numara”nın mutlaka alınması gerektiğini bu maçta rahatlıkla görmek mümkün oldu. Samsunspor’dan alınan Caner henüz çok eksik. Kendisinden beklenen her şeyi yapan Tehoue’ye yardım edecek bir golcü için girişimler hızlanabilir.

 

Maça kadar antrenmanlarda çok iyi bir arkadaşlık tablosu görülüyordu. Fakat Konyaspor’da şu an gencinden tecrübelisine kadar tam bir futbolcu enflasyonu yaşanıyor. Alternatifli kadro kurmak en doğrusu ama maç sonu bazı futbolcuların yüzlerinin asıldığını fark etmemek mümkün değildi.  

Çok önemli bir ayrıntı da Teknik Direktör Raşit Çetiner’in maç sonrası “Sol kanatta sorun yaşıyoruz” şeklindeki açıklamasıydı. Maç sonu uzun uzadıya konuşma şansımız olmadığı için soramadık ancak taraftarlar, “Celalettin’i niçin aldırdın, Da Silva’yı neden tuttun takımda, bunlar varken nasıl sorun oluyor” diye sorar.   

Yeni göreve gelen yönetimin olduğu gibi neredeyse sil baştan kurulan sahadaki takımın da eksikleri var. Kızılcahamam kampındaki maçlar çok daha iyi fikir verebilir.  

 

KUNTOĞLU YÖNETİMİ’NİN DEZAVANTAJLARI

Yönetim cephesinde ise ilk günlerdeki hareketlilik yok. Eleştiri hareketliliği ve  tedirginlik, Mehmet Ali Kuntoğlu’nun sükuneti ve sempatik tavırlarını ön plana çıkarmasıyla kaybolmaya başladı. Konyaspor belki de tarihinin en renkli, en hareketli dönemini yaşıyordu. Bunda Mehmet Ali Kuntoğlu başkanlığındaki yönetimin büyük etkisi oldu. Kuntoğlu değil de Bahattin Karapınar başkan olsaydı kuvvetle muhtemel, camia, küçük farklar dışında Ahmet Şan ve Mustafa Yayla dönemlerinin devamını yaşayacaktı.

 

Yönetimin ilk 20 gününde gerçekten inanılmaz şeyler yaşandı. Herkes “Biz böyle bir başkan görmedik” fikrinde birleşirken eleştiri yarışına girdi. Ancak kimse Kuntoğlu ve arkadaşlarını yakından tanımıyordu. Başkan Kuntoğlu’nun eleştirilecek çok yönü var. En önemlisi “politik davranamıyor” olması. Aklından, gönlünden geçeni, karşısındaki kim olursa olsun (gazeteci, kulüp başkanı, belediye başkanı, milletvekili, futbolcu hiç fark etmiyor) tereddüt etmeden söyleyivermesi en büyük dezavantajı. Yani doğal olması, klasik başkan gibi davranmaması herkeste tedirginlik yaratıyor. Ancak ben kendisinin çok başarılı olduğunu bildiğim işi kadar Konyaspor başkanlığında da bir süre geçtikten sonra aynı başarıyı göstereceği kanaatindeyim. Tabi bu süreyi Sayın Kuntoğlu ve yönetici arkadaşları belirleyecek. Yönetime yapılacak eleştirilerin sahaya inildiğinde başlaması yönünde oluşan fikre de karşıyım. “Takım lige üst üste iki mağlubiyetle başlayınca yönetim istifa edecek, galibiyetle başlayınca tüm hatalar örtülecek” anlayışı en başından sakat. Kaldı ki Kartepe kampında edindiğim izlenimler bana bu takımın sorun yaşayacağını düşündürdü. Bu nedenle kurumsallaşma, maddi kaynak yaratma, sağlıklı yönetim anlayışı gibi konularda önemli projeleri ve gücü olan bu yönetimin ligin başında alınacak iki ya da üç mağlubiyetle ipe götürülmesini tasvip etmiyorum. Kesinlikle Konyaspor adına en önemli şey takımın süper ligde kalması. Ancak küçük hesaplar ve şahsi kızgınlıklarla yönetimin altını oymaya çalışmanın, “Bu transferlerle bu takım düşer” demenin Konyaspor’a zarar vermekten öte gitmeyeceği aşikar.

Bu tartışmalara dur diyecek tek kişi Başkan Mehmet Ali Kuntoğlu’dur. Son günlerde gördüğüm kadarıyla da hayli hızlı mesafe kat ediyor.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar