Zeki Oğuz
Kıran yıllar
1919/1922 Ülkemiz için kıran yıllarıdır.
Ülkemizin büyük bir bölümü işgal altındadır. Konya bile İtalyanların işgali altındadır. Buna karşı dişe diş bir mücadeleye girişir halkımız. Sarı Paşanın önderliğinde bir var olma ya da yok olma savanın içine girilir. Sarı Paşa dememin özel bir nedeni var. Nerdeyse on sekiz yılını cephelerde geçirmiş bir gazimiz Sarı Paşa, diye anardı Mustafa Kemal’i. Büyük bir sevgi saygının ifadesiydi bu.
Güneydoğu ve Batı Cephelerinde kıran kırana bir savaş sürerken Konya’da bu savaşta üzerine düşeni yapmaya çalışır. Cephelerin en büyük lojistik ambarı durumundadır Konya. Bunun yanında gönüllü alayları kurarak cepheye gönderilir.
Bunun yanında tatsız hadiseler de olur. Bozkır isyanları olur. Tam bu gaileler atlatıldı derken 1920 güzünde Delibaş isyanı patlak verir. Çok geniş bir alana yayılır bu isyan. Kırsal kesimlerde can ve mal güvenliği tamamen ortadan kalkar. Büyüklerimiz bu olayları anlatırken, ekinlerimizi işleyemez olmuştuk, kadın, kız ekine, yaylaya gidemezdi. Eşkıya gelir çobanın önünden davarı böler giderdi, derler.
Tat köyü şehre çok yakın olması nedeniyle durumdan etkilenir. Köyden Delibaşına katılanlar, destekleyenler olur. Delibaşa katıldıkları tespit edilenlerden bir kısmı asılır, bir kısmı otuzar yıl kürek cezası alarak Erzurum’a gönderilirler.
O günleri anlatan yaşlılarımız sanki o anları yeniden yaşıyormuş gibi korku ve heyecanla anlatırlardı. İsyancıları yakalamak için köyü saran asker bütün köylüyü camiye doldurur. İsyancıların yeri söylenmezse camiyi ateşe verecekleri söylenir. Bu ara durumu öğrenen Sille’nin ileri gelenlerinden bir gurup köye gelirler ve köylüyü bu kötü durumdan kurtarmak isterler ama başarılı olamazlar. Köylüyü asılanlardan birinin eşi kurtarır. Eşinin ve ötekilerin saklandıkları yeri söyler. Asiler ayaklarından zincirlere bağlanarak şehre götürülürler.
Yargılamalar kısa sürer. Dokuz kişi idam edilir. Yrd. Doç. Dr. Ahmet Avanas’ın Milli Mücadele’de Konya adlı kitabında bunlardan altısının isimlerini tespit ettim. Borucunun Ahmet Onbaşı, Hasan Çavuş oğlu Osman, Hamza Çavuş, Çakmakçının Mehmet Ali, İsmail oğlu İsa Çavuş, Ahmet Onbaşı oğlu Ahmet ve Şepit Ali, bu Şepit Ali’nin attığını vuran biri olduğunu anlatırlardı yaşlılar.
Otuzar yıl kürek cezası verilerek Erzurum’a gönderilenler ise şunlar.
Hacı Ali, Kakilli Memet, (Kahvenin önünden gelir geçersin, türküsünün buna yakıldığı söylenirdi.)Ahmet oğlu Hasan Onbaşı, İsmail Çavuş, Ali Osman oğlu Hamza, Sarıoğlan’ın Ali, (Döndükten sonra yıllarca muhtarlık yaptı.) Kadıoğlanın Hüseyin ve Mazlum Hacı Mehmet.
Kıran yıllarını bir daha yaşamamak dileğiyle.