Bolu maçından kalma olsa gerek. Kadroda beni rahatsız eden iki isim var. Biri Ali Turan diğeri Sinan Özkan. Biri kötü savunma yapıyor, diğeri gol bölgesinde çok kötü. Ligin en iyi takımlarından birine karşı oynanan maçın hemen başında “umarım formdadırlar” diye temenni de bulundum. Yukarda adını andığım iki adamın kötü performansına rağmen Bolu’dan 3 puanın gelmesine en büyük katkıyı sağlayan iki isim Ömer Ali ve Neca ise yine en güvendiğim iki futbolcu.

Rizespor’un kadrosunda Fahri Tatan’ı görünce aklıma yine kötü şeyler geldi. Hak etmeden aldığı, daha doğrusu Mehmet Ali Kuntoğlu’nun verdiği trilyonları hatırladım. Derin bir iç çektim. Bir yandan da rahatladım. “O’nun olduğu takım başarısızlığa mahkum” diye bir teselli var içimde. Konyaspor’u haczeden Erdal’ın şansı yine yanındaydı ve kaleciyi defansa çarpan bir topla avladı. Rize’yi sahasına hapsedip, güçlü rakiplerine, ilk 10 dakikada oynadıkları futbolla; “bu maç bizim, hiç şansınız yok” mesajını verdiler.

Heyhat, maalesef maçın başında korktuğumu söylediğim Ali Turan 30 dakika dayanabildi. Rize’nin pozisyonu bile yokken ayağındaki topu cömertçe rakibe teslim etti. Herkesin moralini bozdu. Ah Erkan Sekman, hatta ah Abdülkerim ah...  3 dakika sonra beni rahatsız eden ikinci isim Sinan, Neca’nın harika pasında kaleye iki metre mesafeden topu dışarı atınca, bu kez bu iki oyuncu yüzünden maçtan korkmaya başladım. İlk yarı biterken tribünlerdeki kimse de maçın başındaki rahatlık yoktu.

55. dakikada Bilal Aziz’in sol ayağıyla ters pozisyondan yaptığı berbat serbest vuruş konsantrasyonun dip yaptığının ispatıydı. Ali Turan’ın rezalet stoper oyununa kaleci Kaya Tarakçı da katılınca üst üste iki gol şok etkisi yarattı. Ve bu şoku ne futbolcu, ne taraftar üzerinden atabildi. 90 dakika sonunda skorborddaki 3-1’lik sonuç herkesin resmen içine oturdu. Kime patlayacaklarını bilemeyenler, yöneticiler gibi hakeme sardırdı.  

Konyaspor, Çaykur Rizespor’u çok rahat yenebilirdi. İlk 30 dakikadaki futboluyla da bunu gösterdi. Ama maalesef bu maç, Ali Turan ve Sinan’ın arkadaşları kadar konsantre olamamaları ve en hafif ifadesiyle özverili oynamamaları nedeniyle kaybedildi. Bu yenilgide teknik direktörün payının olmasını isterdim. Çünkü taktik hatadan çabuk dönülebilir. Fakat Hüsnü Özkara’ya diyecek bir şey bulamıyorum. Bu maça kadar bu iki oyuncuyu oynatmak zorundaydı. Şimdiden sonra ise Abdülkerim ve Recep’i istiyoruz.  Herkes cezasını çekmeli. Hakkaniyet bunu gerektirir Hüsnü Hocam.

Devre arasına kadar Allah Kerim…