M. Ali Köseoğlu
Konya'yı idrak et!
Konya nereye gidiyor, diye bir yazı yazdık ya…
Aslında Konya’nın işi hayli zor…
Ey ahali, diyorsun şehirde yaşayanlara…
Biraz da sen kendini toparla, bak geleceğin Konya’sı böyle mükemmel bir şey olacak…
Konyalı mıdır, değil mi fark etmez…
Sürekli bir moral bozukluğuyla saldırıyor…
4 üniversite diyorsun, kimlik eleştirisi yapıyor…
Bu sene öğrenci alacak diyorsun, ‘akademisyenleri belli mi’ diye abuk sabuk bir soru soruyor…
Selçuklu Holding’in Konya 3. Organize Sanayi Bölgesi’nde 250 dönüm arazi üzerinde kuracağı ilaç fabrikasında 300 kişinin istihdam edileceğini yazıyorsun…
Paketlemeden bahsedip, çok az sayıda istihdam sağlayacağını öne sürüyor…
***
Şehrin moralini bozmakla vazifeli kişilerin varlığı ne acı…
Her neyse…
Şimdi ben bu şehirde yaşayıp yine bu şehre moral vermeye çalışırken, hayal kurduğumu söyleyenlere bir de şehir dışından örnek vereyim bari…
***
24-25 Mart 2010 tarihleri arasında Garanti Bankası Sponsorluğu’nda gerçekleştirilen 5 il 5 Zirve Toplantıları’nın 4.’sü Konya’daydı.
Bu toplantıya katılanlardan birisi de dünyanın ‘Mükemmel Kadın Girişimciler’ listesine giren Melek Bar Elmas’tı.
Melek Bar Elmas’ın ‘www.melekbarelmas.com’ adlı bir sitesi var…
Konya izlenimlerini de ‘Konya külliyatı’ başlıklı bir makaleyle sitesine taşımış.
İşte o izlenimlerden bazı bölümler:
“Uçak Konya’ya inişte, Konya Ovası’na yayılmış şehir, cetvelle çizilmiş gibi geniş ve düz büyük yolları ve yeşilin azlığıyla gözlerimizin önüne serildi. Genellikle kötü yollara sahip olduğumuz için bunu gezi boyunca bize eşlik eden Mimar Berrin Hanıma ilk fırsatta sordum.”
***
“Konya’nın geniş caddeleri, ulaşımı kolaylaştırıyor. Bunda şehrin ovaya yayılmış olmasının ve iyi yapılmış şehir planının büyük önemi var kuşkusuz. Uzun yıllar şehrin imarıyla uğraşmış ve şimdi emekli olmuş mimar Berrin Hanım, Konya şehir planının 1968 yılında bir yarışma sonucunda yapıldığını anlattı. Ancak zaman içerisinde epey bir tadilattan geçtiği için, ne yazık ki planın aslına uyulmayan bölümlerinin sıkıntı yarattığını söyledi.”
***
“Bu arada öğleni ettik. Öğlen yemeğini Konak Konya Mutfağı’nda yedik. Halimi ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Yemekler bu kadar mı güzel olur?”
***
“25 Mart tamamen bize aitti. Kendimizi Sanayi Odası’nın misafirperver kollarında bulduk. Gün Çatalhöyük gezisiyle başladı. Hayatlarımızın dünya tarihinde ne kadar da önemsiz olduğunu, kat kat kurulmuş şehirde tekrar gördük. Silkinip kendimize geldik.”
***
“Sonra KİKAD (Konya İş Kadınları Derneği) Başkanı Saime Yardımcı’nın daveti üzerine Meram’a gittik. Terasında nefeslendik. Tepelerden, Meram bağları yerine Meram Villalarına baktık. Giderek azalan Meram bağ evlerinden birinde geçmişe, anılara ve kurutulmuş meyvelere gömüldük.”
***
“Konya sanayisini daha önce incelemiştim. Özellikle Suriye, Irak, İran, Suudi Arabistan gibi doğu ülkelerinin önemli bir gıda tedarikçisi olduklarını biliyordum. Fakat bu kadar çok yol alındığını İstanbul’dan görememişim. Örneğin ürünlerini severek tükettiğim, Selva Makarna Fabrikasını uzaktan gördüm. Epey büyükmüş. Bilmiyordum.”
***
“Evet bir zirve daha bitti. Bu dönemin son zirvesi Edirne’de. Benden söylemesi, Edirne’lilerin işi zor. Çünkü Konya her açıdan çok tatminkârdı. Bakalım aynı ilgi ve coşkuyu Edirne’de bulabilecek miyiz?”
***
Konya’da bir gün geçiren Melek Bar Elmas’ın izlenimleri bunlar…
Konya’nın sorunları olmadığını hiçbir zaman söylemiyorum. Fakat var olan güzellikleri de sindirebilirsek ve bu şehre daha ne lazımsa onları da gereği gibi dillendirebilirsek bir katkı da biz yapmış oluruz bu şehre…
Birilerinin Konya’yı idrak etmelerinin vakti geldi de geçiyor…