Hikâye şöyle:
Adamın biri yoldan geçerken avcı köpeği üzerine üzerine havlamaya başlamış…
Köpeğin sahibi adama;
-Bir dakika hemşerim, kasaptan et mi aldın, diye seslenmiş.
Adam:
-Hayır.
Köpeğin sahibi;
-O zaman et mi yedin?
-Hayır?
-O zaman et pişirilen bir yere girdin!
-Hayır, demiş adam öfkeyle.
Köpeğin sahibi kafasını kaşımış…
Uzaklaşmakta olan adama arkadan seslenmiş sonra:
-Hemşerim senin adın-soyadın neydi?
-Muzaffer Tavşan, demiş adam.
Köpeğin sahibi sevinçle;
-Hah, şimdi oldu, demiş. Köpeğim boş yere havlamaz da!!!
***
Başbakan, belediye başkan adaylarını açıklayıncaya kadar; normalde şehirde varlığı yokluğu belli olmayan bazıları söylenmedik söz bırakmayacak…
Misal herhangi bir aday adayı için:
-‘Üzeri çizildi’ de diyecek…
-‘Kesinleşti, Başbakan aday gösterecek’ de diyecek…
Nasıl olsa iki şık var.
Ya gösterilecek, ya da gösterilmeyecek.
Ortaya attığının bilgi değil ‘fitne’ olduğu kesin.
***
Sonuçta iki tahmini de değişik aralıklarla cümlelerine koymuş olanlar bizim fıkrada anlattığımız gibi sonunda gururlanacaklar…
-İşte, diyecekler…
-Tahminim doğru çıktı!!!
***
Tabi bu bir sofradır…
Kimseye kızdığım kınadığım yok.
Kimseyi kırmak gücendirmek derdinde de değilim.
Fakat bunlara müşteri olanlara, boş sözlere çanak tutanlara üzülmüyor değilim…
Hani ‘dosdoğru’ olacaktık!
***
Ayeti tam yazalım:
Hûd 112: Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla görür.