Haşim Akın
Kurbanı Nasıl Seçmeli?
Haftaya kurban bayramı var. Ben size kurban olacak hayvanlarda aranan özellikleri saymayacağım. Bir zamanlar, “Horozdan kurban olur mu?” diye bir tartışma vardı. Geçti hamdolsun. Şimdi böylesi bir konuya da giriş yapmak ve o günleri canlandırmak da değil niyetim...
Kurban etlerini daha güzel nasıl saklamalı? Hangi tip derin dondurucular işe yarar konusunda fikrim de yok.
Bayram içim sağlıklı beslenme önerileri beklerseniz o da yok bende…
Ben sizlere daha farklı kurban önerileri sunacağım.
Başkalarına üç günden fazla küs durmanın zararları konusunda bir cümle bile konuşmuş ama yakın bir akrabaya veya komşuya şu kadar zamandır küs kalmışsanız… Size önerim önce içinizdeki kin ve inadı kurban edin. Mademki kurban Hakk’a ve halka yaklaşmaktır. İçinizdeki bu engelleri yıkın ve yaklaşın. Size daha faydalı olur.
Cebinizdeki bozuk paralarla cennet satın almayı düşünüyorsanız siz de bu cümlenin muhatapları arasına girebilirsiniz. Bir kilo domates alınamayacak parayla cenneti satın almak zor. Bir hurmayla cenneti kazanan sahabeleri biliyorum. Onlar bizim gibi ayrı ayrı bankaların hesaplarını yarıştırmadılar. Ellerinde var olan, o bir avuç hurmaydı. Onu infak edince özel selamı aldı… Hey dostum! Önce cimrilik duyguları kurban edilmeli.
Siz de mi başkalarına muhtaç olmayacağını düşünen ve “Burnu yere düşse eğilip almaz” denilen tiplerdensiniz yoksa. O zaman siz de içinizdeki benlik ve özgüveninizi kurban edin. Allah insanı eksik ve aciz olarak yaratmıştır. Her birimizi diğerine muhtaç olacak şekilde donatmıştır. İnsan, insanın sesine bile muhtaç olur bazen. İçinizdeki bu benlik duyguları, önümüzdeki bayramda akan kandan önce akıp gitmeli...
Her konuyu bilen, ama bir konuda derinlemesine irfan sahibi olamadığımız cehaletleri ne zaman kesip atmalı? Biliyorum bunlar kimsenin işine yaramaz. Bu güne kadar bizlerin de işine yaramadı. Bizi ne kullar ne de Allah katında güzel bir makama ulaştıramadı. Ama olsun… Gene kurban edilip kurtulmak gerek. İnsanın bilmediğini bilmesi ve cehaletinin farkına varması güzel bir duygudur. Allah cehaleti ve cahillerle beraber olmayı yerer…
İnsanoğlu bir yere ve gruba ait olmayı sever. Ama bir ırka veya gruba ait olmak, diğerlerini dışlamayı ve sadece kendini beğenmeyi gerektirmez. Allah, Hucurat suresinde şöyle buyurur: “Bir grup, diğer gurubu alaya almasın. Onları hor hakir görmesin. Nereden bilecekler ki belki de alaya aldıkları, diğerlerinden daha hayırlıdır…” İçimizdeki kendi taraftarlığımıza ait hamasi duyguları ve katı sınırları da kesip yok etmek bize iyi gelecek. Bizim gibi giyinmeyen, bizim renkleri kullanmayan, bizim kitapları okumayan, aynı kaynaktaki suyu içmeyen ama aynı kıbleye yönelen ve başını secdeye koyanları kardeş bilmek ve onlarla da kucaklaşmak çok yakışacak.
Eskiden en kıymetli evler mezarlıklara yakın olanlarmış. Ölümü çok hatırlattığı ve dünyaya olan bağı zayıflattığı için severlermiş şimdi bizler ölüme olan mesafeyi genişletmeyi sever olduk. Bizi dünya ve içindeki geçici nimetler, o kadar çok bağladı ki ölümü hep başkaları için düşünür olduk. Kurbanlarımızı boğazlarken ölümle olan uzaklığı da kesip atabilsek...
İki hafta önce Rahmet-i rahmana uğurladığımız Cafer Abim vardı. Güzel ve azimkâr bir Müslüman olarak tanıdık hep onu… Bir gün önce konuştuğumuzda daha uzun zamanları içeren planlarımız vardı. Emekli olacaktı… Başka hayırlı hizmetlerde bulunacaktı. Canı sıkılırsa torunlarını sevecekti. Ama bu konuşmaların üzerinden yirmi saat geçmişti ki ölüm haberi geldi. İçimizi yaktı gitti. Ama bize ölümün hesap dışı olmaması gerektiğini haykırarak gitti.
Bu bayramda sadece şekere ve kavurmaya dalmadan içimizde kurban edilmesi gereken çok duygu ve alışkanlıklar olduğunu bilmek gerek…
Bayramınız şimdiden mübarek olsun…