Çok ilginç, İlginç olduğu kadarda düşündürücü,

Lice'de gösteri yapılıyor ama silahlı, Büyük şehirlerde gösteri yapılıyor yakmalı yıkmalı.

Amaç, gezi direnişine destek vermek, bitmek üzere olan umutları yeniden harekete geçirmek.

Bir bakıma ey Taksim”dekiler yılmayın biz geliyoruz sözleri yükseliyor. Bazı gazeteler “Taksim”den Lice”ye köprü kuruldu diye manşetler atıyor.

Toplanıp bağırıp çağırarak, tencere tava çalarak, hükümeti yıkmak isteyenler, şimdide Lice”de başka taktikler deniyorlar.

Geçen hafta bu iktidardan kurtulalım da Türkiye batarsa batsın mantığından bahsetmiştim. Şimdide başka bir pencereden bakıyorum, “bu iktidar gitsin de açılım olmazsa olmasın” mantığı harekete geçmiş durumda. İktidar yapmak istediklerini gerçekleştirirse, “sittin sene” bunları iktidardan indirmek mümkün görülmüyor. Bunu anlamışlar ancak metotları yanlış.

Taksim”de ve Lice”de olup bitenlere "demokratik hak arama eylemi" diyebilmek için ya çok saf olmak yada art niyetli olmak lazım.

Bu ülkenin milli servetini yok etmek, ekmek parası için çalışan, bir lokma ekmeğe ihtiyacı olan İşçilerin çadırlarını yakmakı, molotofkokteyliyle saldırıya geçmek, köylülere eyleme katılmaları için baskı yapmak, "demokratik direniş" ise, bende lanet olsun bu tür demokratik direniş demekten kendimi alamıyorum.

Buradan sormak istiyorum; Hangi demokratik eylemde kamu mallarına zarar verilir. Eyleme katılmaları için insanlara baskı yapılır, yol kesilir, adam kaçırılır? Bir yerde ağaç kestin diye eylem, diğer yerde geçmişte bu uyduruk karakolları niye kalıcı ve güvenlikli yapmıyorsunuz diye iktidarı eleştirenlere, haklısınız ben karar verdim bu karakolları güçlendireceğim diyen hükümete yine eleştiri ve eylem.

Demek ki amaç başka demek ki işin içinde işler var.

İşin içinde uyuşturucu ticareti var İşin içinde kaçakçılık var.

Ben hükümetin yaptığı “İhale eskiydi yenileri yapılmıyor onarılıyor” gibi savunmayı da doğru bulmuyorum. “Ordumuz, güvenliğimiz ve halkın huzuru için gerekli gördü bizde yapıyoruz” demesini bekliyorum.

Doğu insanı için Karakollar ne demek çok iyi bilirim. Ancak onlarında bazı gerçekleri görmesini istiyorum, suçlu olmayan insan ne polis”ten nede askerden korkar, nede kendi güvenliği için yapılan karakollara karşı çıkar.

Birileri de çıkacak “ey hükümet tam açılım sürecinde, millet ayakta, gezi olayları daha kapanmamışken yangına niye körükle gidiyorsun” diyecek.

Evet, tam zamanı Barış süreci derken doğuda hiç kimse istediğini yapma cesareti bulmasın, barış sürecini kötüye kullanmaya başlayanlar buralarda “kurtarılmış bölge” oluşturmaya başladılar.

Buralarda yol kesip kimlik kontrolü yapmalar, piknik te içki içenleri keyfi sorgulayanlar, köylülere bundan sonra bizden izin almadan bazı işleri yapamazsın diyenler, çoğalmaya başlamıştı.

Kısacası barış sürecini kurtarılmış bölge oluşturmak için fırsat sayanlara, Devletin, “burada ben varken sana ne oluyor” cevabını çok görmemek lazım. Yıllarca doğu insanı üzerinde baskı uygulayanlar, zorla kepenk kapattıranlar, halk mahkemeleri kurarak insanları yargılayanlar, şu anda çaresizlik içerisinde serseri mayın gibi bir oraya bir buraya saldırmayı marifet sayar hale gelmişler.

Şimdiye kadar tüm isteklerini silahla kabul ettirenlerin, demokrasiyi öğrenmeleri biraz zaman alacağa benziyor, o kadar.

Çünkü karşımızda 5000 elemanını kendine itaat etmedi diye infaz eden bir örgütün bu ortamı kabullenmesi pek o kadar kolay görülmüyor.

Gelecek güzel olacak, ancak sancılı olacağı da görünen bilinen gerçek.

Dağdan inenler bölge halkına ağalık taslayacakları önemli günlerin başındayız, buna fırsat verilmesin istiyorsak bölgede devletin karakollarıyla etkin bir halde olması gerekmektedir. Devlet burada olmazsa, yerini başkaları alacaktır.

Bölgede özgürlük isteniyorsa, her vatandaşın düşüncesini rahatça söylemesi bekleniyorsa, devlet karakollarıyla da burada olması gerekiyor. Bununda tam zamanı, barış sürecinde bazı şeyler göz ardı edilirse gelecekte sıkıntılı günler başlar.

Haydi barış için, özgürlük için, demokrasinin ülkemizde yerleşmesi için, karakol, pardon kalekol yapmaya.