Liderimiz Erdoğan olsaydı Kudüs'ü alırdık

Liderimiz Erdoğan olsaydı Kudüs'ü alırdık

Dünya medyası Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Arap Baharı turunu ve söylediklerini konuşuyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Mısır ziyareti, bugünkü İngiliz gazetelerinde geniş yer buluyor.

Guardian, Erdoğan'ın Kahire'de yaptığı ateşli konuşmada Birleşmiş Milletler'e artık Filistin bayrağı çekilmesi çağrısında bulunduğunu, Filistin devletini tanımanın bir seçenek değil zorunluluk olduğunu söylediğini aktarıyor.

Gazete, Erdoğan'ın dört günlük Kuzey Afrika turunun Türkiye'nin Orta Doğu'da ağırlığını artırma ve İsrail'i yalnızlaştırmayı amaçladığını belirtiyor. Erdoğan'ın Kahire'de coşkulu bir kalabalık tarafından karşılandığını, medyanın ziyarete büyük ilgi gösterdiğini belirten Guardian, "Türk-Arap birliğine vurgu yapan Erdoğan, Türkiye'nin Arap baharının kalbinde lider rolü oynamak istediğini saklamıyor" dedi. Yazıda Sultan el Kasımi adlı bir Arap dünyası uzmanının şu sözlerine yer veriliyor:

"Erdoğan bir medya yıldızı. Arap liderlerini zor duruma düşürüyor. Memleketlerine gidip onları eleştiriyor. Biraz fırsatçılık yaptığı söylenebilir. Zira, İsrail Gazze saldırısı nedeniyle özür dilemeyi reddettiği için bunu yapabiliyor. Ama ülkesinde iyi işler başardığı için itibarı var."

DÜŞ KIRIKLIĞI

Guardian'da Ian Black imzasını taşıyan bir analizde ise Erdoğan'ın yüksek riskli bir oyuna girdiği belirtilerek özetle şöyle deniyor:

"Erdoğan'ın Kahire'de yaptığı konuşmalar, Türkiye'nin Orta Doğu'da daha büyük bir oyuncu olma çabasınında mükemmel bir platformdu. Gazze saldırısından sonra İsrail'le onlarca yıl sürdürdüğü ittifakı bozarak bu ülkeyi açık bir şekilde eleştirmeye başlayan Türkiye'nin bölgede daha güçlü bir rol oymama arzusu, bir düş kırıklığının ürünü. Zira Türklerin Avrupa Birliği'ne katılma çabaları Almanya ve Fransa tarafından fiilen engellenmiş durumda. İran'ın aksine Türkiye, sempatik bir Sünni güç. Türkiye'ye, İsrail'e karşı sesini diğer Arap ülkelerinden daha fazla yükseltebildiği için hayranlık duyuluyor.

ABD DOĞAL OLARAK İSRAİL'İ SEÇİR

Analizde, "Bütün bu heyecana rağmen, Türkiye'nin çok ileri gidemeyebileceği" belirtiliyor:

"Türkiye Suriye krizinde çok aktif olmasına karşın, Beşar Esad'ın gitmesini isteyen Batılı ülkeler kadar sesini yükseltemedi. Erdoğan ABD, İsrail ve Filistin Özerk Yönetimi'nin tepki göstermesi olasılığı nedeniyle Gazze'ye gitmeme kararı aldı. Foreign Policy Journal dergisinde Daniel Wagner, Erdoğan'ın bahislerin daha fazla yükseltilemeyeceği bir oyuna girdiğini yazıyor. Wagner şöyle diyor:

"ABD Türkiye ile İsrail arasında bir seçim yapmak zorunda kalsa doğal olarak İsrail'i seçer."

Financial Times da Erdoğan'ın Kahire'de İsrail'e sert suçlamalar yönelterek, İsrail'i alarma geçiren ve Amerika Birleşik Devletleri'ni kaygılandıran dış politika değişikliğini perçinlediğini belirtiyor. Gazete, Kahire'de Erdoğan'a sevgi gösterisinde bulunan bir kişinin, "Erdoğan'ın tavrı Arap liderlerinkinden çok iyi. İsrailli diplomatları ülkesinden ilk o kovdu" dediğini başka bir göstericinin "Erdoğan liderimiz olsaydı, Kudüs'ü kurtarırdık" yazılı bir döviz taşıdığını aktarıyor.

ERDOĞAN LİDERİMİZ OLSAYDI KUDÜS'Ü GERİ ALABİLİRDİK

Ancak Financial Times'a göre Emad Gad adlı siyaset uzmanı, Kahire'nin bu aşamada Ankara'yla yakınlaşma konusunda gönülsüz davrandığını yazıyor. Uzman şöyle diyor:

"Ülkenin idaresini elinde bulunduran askeri konsey ve hükümet Türkiye'yle stratejik bir ortaklık başlatmak için zamanın uygun olmadığını düşünüyor olabilir. Çünkü Türklerin güçlü, bizim zayıf olduğumuz bir dönemdeyiz."

İSLAM DÜNYASININ YENİ LİDERİ

Times gazetesi de Erdoğan'ın Kahire'de kendisini "İslam dünyasının yeni sesi" olarak göstermeye çalıştığını yazıyor. Gazete Erdoğan'ın "Gazze'de ağlayan Filistinli bir çocuk, Ankara'daki bir annenin yüreğini sızlatır" sözlerini öne çıkardı.

Daily Telegraph ise, Erdoğan'ın uluslararası topluma Filistin'i tanıma çağrısında bulunarak Amerika'yı karşısına aldığını yazıyor. Gazete, Erdoğan'ın Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne yapacağı tanınma başvurusu öncesinde diplomatik harareti yükselttiğini vurguluyor. Daily Telegraph, ABD Başkanı Barack Obama'nın Arap dünyasını kızdırma pahasına İsrail'e bu konuda destek verdiğini ve "Güvenlik Konseyi'ne böyle bir başvuru gelirse şiddetle karşı çıkacağız" dediğini aktarıyor.

Haberde şöyle deniyor:

"Araplar arasında ve gelişmekte olan ülkelerde Filistinlilerin girişimine büyük destek var. Filistinlilerin müzakerelere bağlı kalacağı taahhüdünde bulunması koşuluyla bazı Avrupa Birliği üyelerinin de karar tasarısına destek verebileceği belirtiliyor. İngiltere henüz elini belli etmedi."

İSRAİL DE FİLİSTİN DEVLETİNİ TANIMALI

Guardian yazarı Jonathan Freedland ise sadece İngiltere'nin değil, İsrail'in de Filistin'in tanınma başvurusuna destek vermesi gerektiğini yazıyor.

Yazar tasarıya karşı çıkılmasının İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'yu güçlendireceğini, El Fetih'i zayıflatacağını, Avrupalıları "işe yaramaz riyakarlar" durumuna düşüreceğini belirtiyor. Freedland şöyle diyor:

"Gerçek şu ki, Birleşmiş Milletler'de tasarıya evet denmesi birçok Filistinlinin hayatını değiştirmeyecek. Ama hayır demek bir felaket olacak. İsrail'de sertlik yanlılarını güçlendirecek, Filistin'de barış yanlılarını zayıflatacak ve ölüm döşeğindeki iki devletli çözümü boğacak."