Zeki Oğuz
LİLLE ŞÖLENİ
Çumra ovasında yedi yörük köyü var. Arıkören, Dinlendik, Erentepe (Sodur), İnli, Kuzucu, Yörükcamili ve Okçu. Bu yıl I4. sü yapılan Lille Yörük Şenliği, bu köylerin arasındaki Lille mevkiinde yapılıyor. Çumra’ya yaklaşık 2O km. uzaklıkta olan Lille’nin tarihi Friglere kadar uzanıyor. Tarihi ipek yolu üzerinde. Ayrıca göçer yörüklerin göç yolunda bir geçiş noktası.
Lille yörük şenliğine her yıl katılmaya çalışırım. Bu yıl da Antalya’lı arkadaşım, İsmail Akçay ve eşiyle birlikte katıldık şölene. Biz İrfan Çakır ile birlikte cumartesi günü gittik. Onlar da Seydişehir üzerinden geldiler. Sanal dünyadan arkadaşım olan İsmail Akçay ile ilginç bir karşılaşmamız olmuştu Çumra Ovasında.
2OIO Yılında bir gurup fotoğrafçı ile Lille’ye gitmeye karar vermiştik. Fakat gurup kararını değiştirmiş, ilkin Yerköprü şelalesine sonra Lille’ye dönmeye karar vermişler. Şenlik yerine en yakın bir yerde indik torunum Umutcan ile. Otostop yapacak ya da yürüyecektik. Alan olmazsa ovanın sıcağında zorlu bir yürüyüş olacaktı, çaresiz katlanacaktık. Birkaç araba geçti alan olmadı. Bizde geçen arabalara el kaldırmaktan vazgeçtik, sadece dönüp bakıyorduk geçen arabalara, bizi de alın, der gibi.
Derken siyah bir araba geçti yanımızdan. Biraz ilerledikten süonra durdu. İsmail Akçay ile eşi, Lille’ye gidiyorlarmış. İsmail arabadan inip sarıldı Zeki abi, diye. Aslında prensip olarak yolda yolcu almazmış ama Umutcan ile beni görünce “Bu olsa olsa Zeki abidir, demiş. O günden sonra sıkı bir dostluk oluştu aramızda, şenliklerde, başka etkinliklerde birlikte oluruz. Siz bu satırları okurken biz İsmail ile Bursa Çeki köyünden dönüyor olacağız.
Bu yerel şenlikleri iki bakımdan önemserim. Birincisi yörenin kültürünü tanımanın kestirme bir yoludur yapılan şenlik. İkincisi de yıllarca birbirlerini göremeyen insanlar şenlik bahanesiyle bir araya gelirler ve hasret giderirler.
Lille Yörük Şenliği de başlangıcından bu yana yörük kültürünü en iyi yansıtan şenliklerden biri oldu. Özellikle ilk yıllarda kurulan kara çadırlar küçük birer yörük müzesi gibiydi. Havananın çadırını hatırlıyorum. Yüzlerce eşya sergilenmişti. Sonra evinde ziyaret etmiştim bu yaşlı yörük kadınını. Evi tam bir yörük müzesiydi. Duyduğuma göre yaşlandığı için bu eşyaları çocuklarına paylaştırmış. Çumra Yörükler Derneği ne edip etmeli bu eşyaları alarak bir müze oluşturmanın çaresine bakmalı. Değilse telef olup gider bu eşyalar.
Şenlik her yıl haziran ayının ilk haftası yapılırdı, bu yüzden otlar kurumuş olurdu ve en küçük esintide toz duman içinde kalırlardı şenliğe katılanlar. Mayıs ortalarına alınması isabetli olmuş.
Şenlik yerinin doğusunda beş çadır olduğunu söylemişlerdi göçer dostlar. Onları çekebilmek için İrfan Çakır ile tepelere doğru yürüdük. Karadağ ile Hacıbaba dağı arasında uzanıp giden ovayı seyrettik. Akşam rüzgarının altında ığranan otları, otların üzerinde sevinç çığlıklarıyla uçuşan kuşları izledik. Bozkır kekik kokuyordu. Müthiş bir canlılık vardı doğada ve binbir çeşit bitki örtüsüne sahipti bozkır.
Akşam halk oyunları ekibinin provasını izledik. Çumra Yörükler Derneği Başkanı Mustafa Çetin bu gösteriye prova yapacak çocuklar, demişti ama gerçek bir gösteri sundu çocuklar.
Gece Mustafa Çetin’in kara çadırında uyudum. Gece yarısına doğru yatmıştım, az ötemde Torkunun elemanları vardı. Kendi aralarında sohbet ediyor, çalıp söylüyorlardı. İlkin kalkıp uyarmayı, uyumaya çalıştığımı söylemeyi düşündüm ama yaptıkları müzik öyle güzeldi ki saatlerce dinledim. Uyku baskın gelmese ve o arkadaşlar da müziği kesmeseler sanırım sabahaca dinlerdim. İsimlerini bilmediğim o arkadaşları yürekten kutluyorum.
Bazı beldelerde ağa ya da bey şenlik sırasında yapılan bir yarışmayla seçiliyor. Çumra Yörükler Derneği ise dernek yönetim kurulunun kararı ile iki yılda bir seçiyor yörük beyini. Bu yıl yeni seçim yapıldı ve yörük beyi Ahmet Çoban, Osman Can’a bıraktı yerini. Şimdiden hayırlı olsun.
Şenliklerde bazı gelenekler de oluşuyor zamanla. Himmet Tömtöm ile Osman Can büyük bir kara çadır kuruyorlar şenlik alanının en yüksek yerine. Şenlige her gidişimde onların çayını içmeden geçmem ama bu sene üçüncü ev sahibi konumundaydım. Küçük bir sergi açmıştım onların çadırında. Siyasilerin dışında epeyce ilgi gördü yörüklerle ilgili sergim. Siyasilerin derdi hazır toplaşmış galabalığa kendilerini gösterebilmekti. Ne kadar gösterebildiler bilmem gari. Bunların sanat diye bi dertleride yok zaten.
Bir başka şenlikte buluşma dileğiyle ayrıldık Lille bozkırından.