Bu hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan İngiltere'de Cambridge Camii'nin açılışını yaptı. Cambridge Camii'nin fotoğraflarını ve tabii haberlere çıkan görüntülerini gördüm… Mimari olarak son derece çekici bir yer olmuş. İnsan baktıkça ciddi manada emek harcandığını görüyor. Marangozundan mimarına, mühendisinden hattatına Cambridge Camii'nin içi ve dışı bir kültürel şöleni yansıtıyor sanki… Çok imrendim. Çok beğendim.

Sonradan İslamiyet’i seçtiği ile tanıdığımız sanatçı Yusuf İslam gibi pek çok önemli isim Camii’nin bugünkü halini almasında emek vermişler. Dünyanın farklı köşelerinden binlerce öğrenciyi ağırlayan Cambridge’de böyle bir yerin inşa edilmesi ne kadar büyük bir adım… Medeniyetimizin zarifliğini yansıtan bu mekân bence barışın, sevginin, birliğin ve beraberliğin kazanması adına da çok kıymetli…

Bildiğiniz gibi binlerce masum insan ibadethanelerde hayatını kaybetti, lanet terör saldırıları yüzünden… Savaşta bile ibadethanelere zarar verilmez. Geçtiğimiz aylarda Yeni Zelanda’da yaşanan olayı hatırlıyorsunuzdur… Bir sapkın yüzünden kaç can gitti… İşte bu gidişata, işte bu islamafobia’ya yapacağımız ne var biliyor musunuz, terör ve İslam kelimelerini yan yana getirenlere had bildirmek. Müslümanların içinden bir terörist çıkıyor diye İslam ile terör kavramını birleştirmek isteyenler var. Biz elbirliğiyle buna müsaade etmemeliyiz. Bu teröristler bizden değildir. Müslüman terörist olmaz ve İslami terör yaftasını kabul etmiyorum, etmiyoruz.

Biz bu yaftaya her mecrada, her alanda karşı çıkmalıyız. Zihinleri sirkeli suyla yıkama imkânımız yok çünkü…

Londra’daki Cambridge Camiide emeği geçen herkese teşekkür ediyorum kendi adıma… Bir ibadet, ilim ve güzellikleri yaşatan merkez olsun, yolu düşeni içine alsın diyorum.

Hoşça bakınız zatınıza…