Adem Alemdar
Memleket 20 yaşında!
1, 2, 3, 5, 7 derken tam 20 yılı geride bıraktık...
13 Eylül 2004 tarihinde besmele çekerek yola çıktığımız gün dün gibi aklımda. 'Seri uykusuz günlerin ardından' diyerek yazdığım o ilk yazı...
1993'te büyük bir heyecanla gazetecilik mesleğine merhaba dedikten sonra 6 yıl Meram Belediyesi'nde basın müşavirliği, ardından Yeni Şafak ve Beklenen Vakit (Akit) Gazetesi'nde Konya Temsilciği...
Gazeteciliğin hemen her servisine severek emek verip, mesai harcadık...
Gazeteciliği sadece maişet kapısı olarak görmedik, Konya Gazeteciler Cemiyeti'nde başkanlık yaparak sivil topluma da hizmet ettik. İç Anadolu Gazeteciler Federasyonunu kurarak 10 yıl genel başkanlığını yürüttük. Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu genel başkan yardımcılığı görevini de 11 yıl yürüterek ülkenin dört bir yanında doğrunun ve iyinin sözcülüğünü de yaptık...
İletişim fakültesini bitirdiğimde kep giyme (veya fırlatma) törenine katılmamıştım. Bir İmam Hatipli olarak bu saçma papaz oyununa alet olmak istememiştim. Aynı hassasiyeti çalıştığım kurumlarda da gösterdim...
Memleket Gazetesi'nde ise kesin talimatım vardı ekip arkadaşlarıma. Açık resim basılmayacak, ahlaka mugayyir haber yapılmayacak. Haram ve helal kırmızı çizgimiz belli olacak, şüpheli reklam bile yayımlanmayacak...
Bir keresinde Fiat Koyuncu firması "0 faizli araba" kampanya reklamı göndermişti ve ona dahi itiraz etmiştik. "Öyleyse faizsiz yazın" diyerek. "Yapamayız" dediklerinde, biz de "giremeyiz" demiştik. Ancak bizim gibi bir gazeteyi bu reklam kampanyasından mahrum etmemek için 'sadece bize' alakasız üzerinde faiz maiz yazmayan başka bir reklam yollamışlardı. Dik durduk diye bir kaybınız olmamıştı yani. Helal kazancımıza şüphe bulaştırmamak için...
Şimdi herşey çok değişti, hemen her şeyin bir bedelinin olduğu zamanlarda yaşıyoruz ama...
Biz reklam peşinde koşan bir medya organı değiliz, kimseye dirhem diyet borcumuz yok!
Mesela geriye doğru beş yıl gidersek binlerce belediye haberi yaptık, ama bir tane belediye reklamı yayımlamadık. Hakeza seçimlerde de parti reklamı girmedik. Memleket kendi yağında kavrulan, kimseye 'eyvallahı' olmayan ve kimseden "aman bize reklam verin" diyen bir kurum değil. Kâr etme amacıyla kürek sallıyor değiliz hasılı...
Doğruluğuna inandığımız her haberi gerekiyorsa giriyoruz. Girmemişsek, ardında para, pul ilişkileri değil, haram, helal veya vatan, millet gibi soyut kaygılar taşıdığımızdandır.
Fazla gürültü de çıkarmıyoruz; şehrimizin, ülkemizin, milletimizin menfaatine yayınlarla çilemizi dolduruyoruz. İyi günde herkes; şehrini, ülkesini, milletini savunur. Önemli olan kötü günde korkusuzca bu vazifeyi yerine getirmektir...
Memleket, memleketin hayrına işler peşinde ve 20 yıllık bir arşive sahip hülasa...
15 Temmuz gecesi millet olarak sokakta iken matbaadan usta aradı, "patron manşet haber fetöyü kızdırır, başımıza bir iş gelir, haberi değiştirelim mi?" diye. "Yok kardeşim sen baskını yap" demiştim. Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in avukatı Nurullah Albayrak, bana dava açmıştı.
Davacı Fetullah Gülen, davalı Adem Alemdar. Bu dava 2014'ten beri sürüyordu ve canlarını çok sıkıyorduk. Az daha başımıza çorap öreceklerdi, 15 temmuz sonrası beraat edebildik...
El hasılı vel kelam; etliye, sütlüye dokunan bir Memleket var karşınızda. Vay efendim belediye suya zam yaptı iyi eleştirmediniz gibi eleştiriler yapabilirsiniz, bizim derdimiz bağcı dövmek değil, üzüm yemektir. İki muhalif bizi alkışlayacak diye basit haberler peşinde olamayız...
Derdimiz, davamız büyük! Maaşım az, elektrik pahalı, patates yok, soğan çok gibi haberler de yapılabilir, ancak bizim vatan, millet, devlet, bayrak gibi daha önemli vazifelerimiz var. Su ucuz olsun ama ülke bölünsün, elektrik bedava verilsin, ama alemi islamın sözcülüğünü bırakalım olmaz!
Bizi takip edin, biz de sizi takip edelim vesselam...