Fahri Kubilay
Meraklı millet
Son zamanlarda merakımızın başımıza ne kadar büyük işler açtığı ortada iken bu huyumuzdan bir türlü vazgeçemiyoruz.
En son İstanbul’da yaşanan örnek hala hafızalarda tazeliğini koruyor. Önce ses bombasını uzaktan kumanda ile patlat, meraklı kalabalık toplansın ve sonra tahrip edici bomba… Sonuç vahim.
Bu sadece İstanbul’un veya başka bir yerin sorunu değil bu sorun hepimizin sorunu.
Çok yaşadığımız örnek olmasına rağmen geçen gün yaşadığım olayı anlatayım. “Gece saat 24’de bir telefonla irkildim kaza var, Üç araç birbirine girmiş, derken hemen olay yerine varıyoruz. 112 yeni gelmiş, polis yeni gelmiş, biz varıyoruz. Bir tarafta da yüzlerce insan herkesten önce olay yerinde ve her geçen dakika gelenin sayısı artıyor ana baba günü. Bunlar kadın, kız, erkek her yaştan yüzlerce insan ne olmuş ne gitmiş sadece merak. Şehirlerarası ana yol vızır vızır araç geçiyor insanların olaya sağlayacakları herhangi bir katkı yok.
İtfaiye polis, asayiş, 112 hep orada. Dedik ya merak sadece meraktan olay yerine gelmişler ve sağa sola telefon ediyorlar, kaza oldu haberin var mı olayı anlatıyor, duyan geliyor o telefon ediyor başkaları geliyor tek yaptıkları şey çalışmaları zorlaştırmak.
HAYAT DERSİ
Konforlu evlerde yaşayan, en iyi okullarda eğitim ve öğretim gören, geçim derdi olmayan, buna rağmen ÖSS’ de ailelerin yüzünü güldüren öğrencilere Hakkâri’deki yoksul bir aile çocuğundan hayat dersi.
Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde tek koluyla çobanlık yapan İrfan Töreci, azmi sayesinde Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne girmeyi başardı.
Hacı tepe’de çobanlık yaparak ailesinin geçimine katkı sağlayan, 5 yaşındayken elektrik akımına kaptırdığı kolunu kaybeden, kolunu kaybetmesinin doktorsuzluktan kaynaklandığını acısını yüreğinde yaşayan, 10 kardeş, çiftçilik yaparak geçimini sağlayan bir aile.
Başarmak için çalışmak gerektiğini kendine düstur edinmiş, bunun için çok fazla çalışarak, ilköğretimi birincilikle bitirerek Van Alparslan Anadolu Öğretmen Lisesi'ni kazanmış daha sonra. Yüksekova’ya dönerek devam ettiğini ve okulu birincilikle bitiriyor. Düzenli ve disiplinli çalışması sayesinde Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne girmeyi başarıyor.
FARELERİN TOPLANTISI
Fareler toplanıp başlarına musallat olan bir kediden kurtulma plânları yaparlar. Pek çok fikir öne sürülür, hiçbiri kabul görmez. En sonunda genç bir fare kedinin boynuna çan asmayı teklif eder. Böylece kedi kendilerine yaklaşırken farkına varacak ve kaçabileceklerdir. Bu teklif fareler tarafından alkışlarla onaylanır. Bu arada bir köşede sessizce onları dinlemekte olan yaşlı bir fare ayağa kalkar ve teklifin çok zekice olduğunu, başarılı olacağından şüphesi bulunmadığını belirtir. "Fakat" der, "Kafamı bir soru kurcalıyor: Aramızdan kim kedinin boynuna çan asacak?"