Fahri Kubilay
MEYDAN ADILERE KALIR.*
İslam ümmetinin fitneden, bozgunculuktan en çok zarar gördüğü dönem belki de son yüzyıldır. Çünkü Müslümanlar tarihte hiçbir zaman bu kadar darmadağın olmamışlardı. Bugün İslam coğrafyasında Müslümanlar Allahuekber diyerek birbirini boğazlamakta, bölgemizde ve ülkemizdeki Müslümanlar birbirinin ayağına çelme takmak için öyle şeytani oyunlar oynamaktırlar ki bunlardan korunmak için âlemlerin Rabbi olan Allaha sığınmaktan başka çaremiz kalmamakta.
Bu vesile bu haftaki köşemi İslam ümmetini yakıp yıkıp yok eden fitne konusuna ayırmak istiyorum.
Fitne’ kelimesinin aslı ‘fetn’dir. ‘Fetn’ sözlükte, altın ve gümüş gibi değerli madenlerin saflığını anlamak için onları ateşte eritmek demektir.
‘Fitne’ sözlükte, deneme ve imtihana tabi tutmak, sınamak, maddi ve manevi sıkıntı, üzüntü, belâ ve felaketle imtihan etme gibi anlamlara gelir.
‘Fitne’ kelimesi bunlardan başka, küfr, azgınlık, sapıklık, günah, ayrılık, iç ihtilaf ve kargaşa, kavga, delilik, azap, musibet, aklını çelmek, gönlünü çalmak, kandırma (iğva), kışkırtma, nifak, ihtilaf, baştan çıkarma, birbirine düşme, çekişme, zulüm, baskı, karışıklık ve kalbin bir şeye fazla meyletmesi gibi manaları da vardır.
Fitne’ kelimesinin sözlük anlamından anlaşıldığı kadarıyla o, iyiyi kötüden, arı olanı kirli olandan, doğruyu yalancıdan ayıran bir metodtur.
İnsanlar arasında suç, kötülük, kirlilik arttıkça onların karşılaşacağı fitne de çok olacaktır.
Peygamberimiz (sav) kendinden sonra meydana gelecek ve müslüman toplumun dirlik ve düzenliğini bozacak çeşitli fitnelerden ümmetini sakındırmıştır.
Bu fitnelerin özelliklerini de sayarak bunları ümmetine tanıtmıştır.
Ümmetin birliğini bozan faaliyetler, fırka fırka olmalar, diní ve siyasí çekişmeler, müslümanlar arasında çıkan bağy (azgınlık) gibi olaylar.
Böyle bir fitne ortamında mü’minlere düşen fitnelere karışmadan, gücü yetiyorsa fitneyi önlemeye çalışmak, yetmiyorsa bir kenara çekilip mü’minlerin hayrına dua etmek, ya da fitneyi ve fitneye bulaşma tehlikesi olan işleri terketmektir.
Fitneler karşısında dili tutmak ,fitnelerden razı olmamak, fitneye düşenler arasında uzlaştırıcı olmaya çalışmak, kendi yandaşına değil hak ve adalete destek olmak en iyisidir.
Bir yere fitne girince de orasını kolay kolay terketmez.
1- Fitne Yavaş Gelişir
2- Fitne Bir Kere Çıktı Mı Sonu Gelmez.
3- Fitne , Fikrî Gruplaşmadır.
4- Fitne ortamında Yalan Artar.
5- Fitne Gerçeklerin İstismarına sebeb olur.
6- Fitne ortamında Herkes Kendi Görüşünü Beğenir.
7- Fitne Ortmında Cehalet Artar
9- Fitnenin olduğu yerde Din Lafta Kalır
10- Fitne zamanında Asiller yok edilir, Meydan Adilere Kalır
Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in bir kısım hadislerine göre, fitne yoksa çıkaran, çıkmış ise büyütüp geliştiren ve fertleri fitnenin getireceği şerlerin içine atan en mühim amillerden biri de "dil"dir.
Ebu Davud'da gelen Ebu Hüreyre rivayetinde: "Sağır, dilsiz ve kör fitne gelecek. Fitneye azıcık meyledenin üzerine o, süratle gelir (kendine çeker). Fitnede dilini oynatmak aynen kılıç oynatmak gibidir" denir.
Allah’ım, bizleri dostlarınla dost, düşmanlarınla düşman olanlardan eyle!
Kaynak :İslami kavramlar ansiklopedisi.