Saffet Yurtsever
YENİ BİR YILA GİRERKEN
Yeni bir yıl mı, yoksa ömürden giden ve kaçırılmış fırsatlar yılı mı?
“Emrolunduğu(muz)n gibi dosdoğru (istikamet üzere) ol!”abiliyor muyuz?
Bu uyarı bizi titretip kendimize getirebiliyor mu?
Yeni yılda da dosdoğru olanlarımız bu özelliklerini koruyup devam ettirebilecekler mi? Yanlışları, zikzakları olanlar da istikâmetlerini düzeltmek, dosdoğru olabilmek için samimi bir niyetle yeni bir çabanın içinde nefsiyle mücadeleye girebilecekler mi?
İki günü bir olanların zararda olduklarını biliyoruz. Ya iki yılı da bir olursa bu zararın faturası nasıl ödenir dersiniz?
İşte hepimize yeni fırsat saatleri, günleri, ayları…
Peygamber(sav)imizin beyazlayan saçlarına hayretle bakanlara verdiği cevap hepimizce mâlum:
“Hûd Sûresi’ndeki; ‘Emrolunduğun gibi dosdoğru (istikamet üzere) ol!’ âyetinin uyarısı beni ihtiyarlattı!...”
“…dosdoğru(istikamet üzere) ol!”ma uyarısı bütün günahlardan arınmış bir peygamberin bile saçlarını ağartıp ihtiyarlatıyorsa bizlerin kalpten gitmesi gerekmez mi?
Hepimiz geçmişimizi önümüze serip artılarımızı ve eksilerimizi gözden geçirelim; yeni yıla eksilerimizi artılara çevirme kararlılığı ve samimiyetiyle başlayalım.
Bir tarikat ve maneviyat büyüğü olan Şâh-ı Nakşibend Hazretler(k.s)ine derler ki:
“Muhitimizde bulunan bir zâtın istikameti/yaşantısı o kadar düzgün ki, bazen sabah namazlarını Kâbe’de kıldığı bile söylenir.”
“Hiç önemli değil!” der.
“Dicle Nehri’nin üzerinde karşıdan karşıya geçerken suya batmadan yürüdüğü de söylenir.” derler.
“O da önemli değil!” der.
“Bahçesinde çalışırken toprak ıslak veya çamur olursa seccadesini havaya atıp namazlarını havada, seccadesinin üzerinde kıldığı da söylenir.” derler.
“O da hiç önemli değil!” deyince sorarlar:
“Efendi Hazretleri, o önemli değil, bu önemli değil de, sizin için önemli olan nedir o zaman?!...”
Şâh-ı Nakşibend Hazretleri(k.s) şu cevabı verir:
“Benim için önemli olan, istikametini/dosdoğru oluşunu/Allah(cc)’ın rızasına ve Peygamber(sav)imizin Sünnetine uygun yaşantısını son nefesine kadar koruyup devam ettirmesidir. Zamanla rehavete kapılıp, dünyevîleşerek dinîni yaşama hassasiyetini kaybetmesidir!...”
En kıymetli sermayemizin vakit/zaman olduğunu unutmayalım. Vaktimizi boş yere harcar, ahretimize hiç faydası olmayacak dünyalık işlerle oyalanıp ahretimiz için azık hazırlamazsak, sermayemizi kediye yüklemiş oluruz…
Nitekim Peygamber Efendimiz(sav) bir Hadis-i şeriflerinde;
“Boş ve faydasız işleri terk etmek Müslümanın güzel ahlâkındandır.” buyurmuşlardır.
Yeni yılda dini/hayatı yaşama hassasiyetiyle daha çok ibadet etmek, daha çok infakta bulunmak, daha çok sorumluluklarımızın bilincinde olmak, daha çok gönül kazanmak, daha çok dua etmek ve dua almak temennisiyle Allah(cc)’a emanet olun.