Önceki seçimlerde, vatan bölünüyor, ülke batıyor, şeriat geliyor gibi söylemlerden fayda göremeyen muhalefet, bu seçimlerde (hep bir ağızdan) daha çok ekonomik vaatlerle, fakirlik ve yoksulluk üzerinden seçim politikası izledi.

Oralardan buralara gelmeleri yine de olumlu bir şey. 

Ancak vaat ile proje arasındaki farkı bilmeyen, “Küçük Emrah” replikleriyle çığırtkanlık alışkanlığını devam ettiren muhalefet, rakamlarla ve gerçeklerle maalesef yüzleşemiyor.

Ama saf yerine koydukları “Halk” bunları görüyor.

***

Biraz muhalefetle rakamlar üzerinden konuşalım.

Gelir dağılımı ve yoksulluk meselesine değinelim.

Şu istatistiklere bakalım.

FERT YOKSULLUK ORANI        

Fert Yoksulluk Oranı                         2002                2013

Günlük kişi başı 1$’ın altı                  0,20                 -

Günlük kişi başı 2,15 $’ın altı            3,04                 0,06

Günlük kişi başı 4,3 $’ın altı              30,30               2,06

EŞDEĞER HANEHALKI KULLANILABİLİR

GELİRE GÖRE SIRALI YÜZDE 20’LİK

Yüzdelik Dilim                                   2002                2013

Birinci yüzde 20                                 5,3                   6,1

İkinci yüzde 20                                  9,8                   10,7

Üçüncü yüzde 20                               14,8                 15,2

Dördüncü yüzde 20                           20,8                 21,4

Beşinci yüzde 20                                50,1                 46,6

Bu iki veri de TÜİK’in, yani devletin resmi verileri.

Rakamlara baktığımız zaman, Bugün Türkiye’de günlük, 1 doların altında geliri olan kimse kalmamış. Günlük 2,15 doların altındaki nüfusun oranı 2002’de yüzde 3,04 iken bugün 2013’te binde 6’ya düşmüş. 2002’de nüfusun yüzde 30’3’ü günlük 4,3 doların altında gelire sahipken bu rakam 2013’te yüzde 2’ye düşmüş.

Yani Türkiye’de halk zenginleşmiş, herkes bundan payını almış.

2. tablo ise gelir dağılımını ifade ediyor.

Burada bütün dilimlerde artış olmuş ama son yüzde 20’lik dilimde düşüş olmuş.

Aslında artış tabandan yukarı doğru olması lazımdı.

Bugün 2002 yılına göre kıyaslanamayacak kadar iyi duruma gelen en alt gelir grubu zenginleşmeden daha fazla pay almalıydı.

Bu demek oluyor ki  AK Parti’nin gelir dağılımında önümüzdeki günlerde yapacağı işler var.

****

Gelelim bizim muhalefete…

Meydanlarda bas bas bağırıyorlar:  “Türkiye fakirleşti, yoksullaştı.”

Nasıl yoksullaştı?

Şu rakamlara bakıp Türkiye fakirleşti, yoksullaştı diyen muhalefet ancak Türkiye’de çıkar.

“Evet AK Parti iktidarında ülke zenginleşti, refah düzeyi arttı ve 78 milyon bundan payını aldı, ancak alt gelir grubu aldığından daha fazlasını almalıydı” deseler,  tamam.

-Ama o zaman AK Parti’nin Türkiye’yi zenginleştirdiğini kabul edecekler!

Bizim Muhalefet bunu diyebilir mi?

Diyemedikleri için iktidarda değiller, doğruları söylemedikçe sürece de iktidar olamayacaklar.

***

Sonuç;

Ancak AK Parti’nin yanlışı ve eksikleri kadar doğru şey söyleyebilen muhalefetin bu doğrularının karşılık bulması, AK Parti’nin, muhalefetin yanlışları kadar doğrularını kabul etmekten geçer.

Biraz daha basitleştirelim;

Muhalefetin,  söylediği 100 sözünün içindeki 10 doğrusunun anlamlı olması ve halkta karşılık bulması, AK Parti’nin 100 icraatı içerisindeki 90 doğrusunu kabul etmesinden geçer.