yazar-3
Neler ol(m)uyor?
İnsanlık tarihi boyunca düşünürlerin, bilim adamlarının ve siyasetçilerin zihinlerini hep meşgul edip durmuş bir soru var: Neler Ol(m)uyor? Bizim çoğrafyamızda iyi soru üretmek, bazen soru sahiplerine büyük paralar kazandırmış, bazen de “kılavuzu karga olanın burnu ... kurtulmaz” örneği başlarını büyük belalara sürüklemiş.
Kanımca yeryüzünün en zor sorusu olan “Neler ol(m)uyor”u öğrenmek için sanırım önce “İnsan nedir?” sualine cevap bulmamız gerekiyor. İnsana bunun yanıtını öğrenmek refah ve çile getirmez. Bu bağlamda sorular üretmek sıkıntı vermez gibi geliyor bana. Evrenin tarihi derinliklerinde rehber olan fani isimlerin, bilimle uğraşanların kimisi insanı “konuşan bir canlı” olarak tanımlamış, kimisi de “insan, soylu bir hayvandır” demiş. Bana göre insan, vicdan sahibi bir yaratıktır. Dolayısıyla, vicdanı teşekkül etmemiş kişilere “insan” demek doğru olmaz. İnsan, en güzel şekilde yaratılmıştır. Kainatın gözbebeğidir. Yeryüzünde Allah’ın halifesidir. Tamam! Ama bir şartla: Vicdanı teşekkül etmiş olmak koşuluyla. Aksi durumda o, sefillerin en sefilidir. Bu cümlelerin ruhu dini yaşam için olduğu kadar sosyal hayat için de geçerlidir. Belli mevkilere gelmiş kişilerin vicdanlarından önce cüzdanlarını düşünmeleri insanlıkla bağdaşır mı?
KONYA’DA VE ÜLKEDE NELER OL(M)UYOR?
Önümüzde Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler var.
Siyaset kurumunun aktörlerini planlarını, ticaret, devlet daireleri, medya ve sivil toplum örgütlerinde yaşananları, açık, gizli yeni hedefleri veya gizli planları merak etmez miyiz?
Memleket’in sütunlarında kayıtlara geçirdiğim bu sorulara kamusal alanlarda fısıltı, mırıltı ve yüksek sesle cevap aramaz mıyız?
Beklentileri gerçekleşmeyenlerin “ah” ve “feryat”lar kulakları sağır etmez mi?
“Bu ne biçim siyaset, adamlar öyle bir çalışıyor ki, lobiciliğin kralını yapıyor” denmez mi?
Bu kente, bu cennet vatana tüm kulvarlarda hizmet, himmet ve kimlik borcu olanlar “Neler ol(m)uyor?” kuşkularını gidermek için kamuoyunu doğru bilgilendirmek zorunda. Konyalı olarak nelerin doğru, nelerin yanlış olduğunu öğrenmemiz gerekiyor. Yeri ve mekanı önemli değil. Ne olup bittiyse, ne öğrenmek istiyorsak, dersimize iyi çalışmalıyız. Demokrasilerde olan biteni iyi anlamak ve önlemleri akılcı yöntemlerle bağıtlama zorunluluğumuz yok mu? Sayılı günler tez zamanda biter. Gelecekte rahat yaşamak istiyorsak sokaklara, caddelere, insanlarımıza, ideolojilerimize sahip olmalıyız. Bizler insanız. Sorular ve sorunlar karşısında ortak aklı kullanarak yeni çıkış yolları bulmalıyız. Çözümleri de halka inerek, onları dinleyerek, mazlumu ve mağduru sevindirerek sağlamalıyız.