New York Times gazetesi, Türkiye'deki kutuplaşmaya dikkat çeken bir analiz yayınladı. Judy Dempsey imzalı makalede "Türk muhalefetinin güncellenmeye ihtiyacı var" başlığı kullanıldı ve CHP'ye kendini yenilemesi tavsiyesinde bulunuldu.

Türkiye'nin "kökleri İslam'da olan AKP'nin iktidara gelmesinden bu yana büyük değişimler yaşadığını" belirten gazete, "Bu önde gelen NATO üyesi, Avrupa, ABD ve İsrail'e odaklanmış bir politikayı sürdürmek yerine bir bölgesel oyuncu haline gelmeye çalışıyor. Ancak AKP toplumun nasıl modernleştirileceği konusunda, her şeyden önce muhalefetteki CHP ile mücadele içinde" diye yazdı.

"Tabanı, kırsal nüfusun yanı sıra zengin girişimcileri de içeren AKP, sosyal olarak daha muhafazakar bir toplum istiyor. CHP ise kendisini Kemalizmin gerçek mirasçısı olarak görüyor" sözleri yer alan makalede, AKP ile muhalefet arasında en büyük tartışmanın yargı ile ilgili maddelerden çıktığı belirtildi.

Makalede Brüksel’de bulunan Carnegie Uluslararası Barış Vakfı misafir araştırmacısı Sinan Ülgen'in şu yorumlarına da yer verildi: "AK Parti Kemalizm'e meydan okuyor. CHP’nin ise Kemalizm’i modernleştirmesi gerekiyor. Bu yüzden bu referandumdan sonra kritik bir dönüm noktasındayız.”

Almanya Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi’nin muhafazakar başkanı ve Türkiye’nin AB’ye girmesinin en büyük destekçilerinden Ruprecht Polenz'in ise, “Endişe verici olan yasama ve yürütme arasında kontrol ve denge mekanizmasının olmaması” yorumu makalede yer aldı.

Makale şu şekilde devam etti:

"Analistler yargı bağımsızlığı meselesinin iki parti arasındaki çatışmanın merkezinde yer aldığı konusunda hemfikir. Ancak uzmanlara CHP’nin referandum yenilgisinden bahsetmek ve anayasa değişiklikleri hakkında şüphelerini gündeme getirmek yerine, önümüzdeki yıl yapılacak seçimlere kadar Kemalizm’i modernleştirip, AK Parti karşısında güçlü rekabet edebilmek için kullanması gerektiğinden yana."

Makalede daha sonra Sinan Ülgen'in şu ifadelerine yer verildi: "‘Ordunun da etkisinin zayıflamasıyla CHP’nin toplumun daha geniş kesimlerine ulaşmak ve daha Avrupa yanlısı bir tavır takınmaktan başka seçeneği kalmadı. Partinin merkezi, devlet kontrolündeki ekonomi yaklaşımını da terk etmesi gerekiyor."