Ölmeyi ve öldürmeyi reddedenler...

Ölmeyi ve öldürmeyi reddedenler...

Radikal Gazetesi yazarlarından Pınar Övünç, “Vicdani Ret” ile alakalı olarak bir yazı kaleme aldı. İşte Övünç’ün bugünkü yazısı

Eğitim zayiatı, 'kazazede', kardeş katili olmak istemeyen, militarizmi reddeden vicdani retçilerin seslerini duyuyor musunuz? Anlıyor musunuz?

20 yaşından beri kendimi ne zaman askere alınmış düşünsem veya bunun rüyasını görsem mide krampları geçiriyorum. Emir alıp vermek benim kişiliğimle, duygularımla hiç bağdaşmayan bir şey. Hele kendimi tanımadığım insanları öldürmeye hazır düşünmek, bu hiçbir şekilde kabul edemeyeceğim bir durum. (Vedat Zencir-1990)

(Ordular) Taammüden cinayetin yasal güvence altına alınmış şeklinin toplu uygulayıcısıdırlar. İtaatin, hiyerarşinin, aşağılanmanın, cins ayrımcılığının, insanın eliyle doğal yıkımın, angaryanın, zulmün en billurlaşmış ifadesidirler. İnsanın icat ettiği en büyük suçun, savaş suçunun failidirler. (Yavuz Atan-1993)

Herkesi askere gitmemeye, askerlikle ilgili hiçbir işlem yaptırmamaya, mernis ve vergi numarası gibi denetim mekanizmalarını reddetmeye, şiddetten arınmış eylemliliklerle dayanışmaya çağırıyorum. Savaşları durdurmanın yolu onun insan kaynağını kurutmaktır. Şiddetin her türlüsü insanlık suçudur. (Mehmet Tarhan- 2001)

Gerek kendi yaşamımda bizzat yaşayarak edindiğim acı deneyimler gerekse 9.5 ay doğrudan içinde bulunarak edindiğim izlenimler doğrultusunda vicdanımın sesini daha fazla inkâr edemeyeceğimi anladım. Bundan sonrası için gerekçesi ne olursa olsun vicdanım ve iradem dışında bana askeri veya sivil, yerel veya evrensel, hiçbir kişi, kurum veya yapının dayatacağı hiçbir edimi yerine getirmeyeceğimi belirterek vicdani reddimi kamuoyuna deklare ediyorum. (Mehmet Bal-2003)

Savaşlarda ölmek, öldürülmek istemiyorum. Bizden sonra da bu gezegen üzerinde var olacak canlı/cansız yaşamı için bir tehdit unsuru, bir terminatör olmayı reddediyorum. Ezmeyi, ezilmeyi; emir vermeyi, emir almayı; öldürmeyi, öldürülmeyi; savaşı, askerliği, şiddeti yaşamımızın her alanına nakşeden, meşru kılan militarist anlayışı reddediyorum. (Nazan Askeran- 2004)

Hiçbir seçme hakkı tanımadan, zorunlu olarak ve yaşamlarının en genç ve verimli çağında kışlalara doldurulan genç erkeklere şiddeti, silah tutmayı ve kullanmayı, koşulsuz ve sorgusuz-sualsiz itaati, ölmeyi ve öldürmeyi öğreten anlayışı toptan reddediyorum. (Ceylan Özerengin- 2004)

Devletleri, silahlanmayı ve onun egemen güçlerinin tümünü insanca yaşanabilir bir dünya adına reddediyorum. Ülkemizde yaşanmakta olan savaşı yok sayan zihniyeti reddediyorum. Kürt halkına yönelik böl-işlet-yönet-yok say tutumunu ve politikalarını reddediyorum. (Eylem Barış-2005)

Asker olarak geçirdiğim 7 ay boyunca kendime olan saygımı ve ruhsal sağlığımı kaybetmeye başladım. Bu sebeplerden dolayı bünyesinde şiddeti barındıran hiçbir kurum ve kuruluş ile bağımın kalmamasına karar verdim. (İsmail Saygı- 2006)

Bütün herkesi yani tüm devlet kurumları içindeki tüm insan teklerini vicdani total reddin sonsuz barışına çağırıyorum. Bütün anneleri, oğullarını ve kızlarını askere göndermemelerini ve kardeş kavgasına bir son verilmesini istiyorum. (Hakan Filizbay-2008)

Ötekileştiremediklerinizi hizaya getirmek adına “Tanırım iyi çocuklardır” cümlesiyle kutsayan çocuk katillerine verilebilecek en güzel yanıt vicdani ve total reddir. (Eylem Polat-2008)

Yakılan köylerden, öldürülen insanlardan, yapılan darbelerden ötürü TSK’dan ve askerlikten soğudum. Ordumuzun bunca faaliyeti arasında en olumlu icraatının bu olduğu kanısındayım. Ölmeyi, öldürmeyi; savaşın bir unsuru olmayı reddediyorum. (Ozan Ekin Gökşin- 2010)

Kürt halkına yönelik inkâr ve imha sisteminin bize dayattığı öl ve öldür politikalarına vicdanımın sesiyle dur demek için vicdanen askere gitmeyi reddediyorum. (Cezmi Kartal-2010)

19 yaşımda kendime verdiğim sözü bugün burada 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde dile getiriyorum. ‘Askere gitme, kardeş kanı dökme’. (Reha Eskidir-2012)