Mustafa Yiğit
“Ölülerden köprü yaptık”
Bugün bundan tam 21 yıl önce Azerbaycan toprağı Karabağ’ın Hocalı kasabasında büyük bir katliam gerçekleşti.
Sivil, savunmasız bine yakın Azerbaycan Türk’ü Ermeni çeteleri tarafından katledildi. Dünyanın gözü önünde gerçekleşen bu katliama birkaç cılız sesin dışında dünya kamuoyu sessiz kaldı.
21 yıldan bu yana Hocalı katliamının hesabı sorulmadı.
Uluslar arası dengeler adına kendi dengemizi kaybettik ve bırakın bu katliamın hesabını sormayı, neredeyse yüzyılın en büyük iftirasını kabullenmek durumuna geldik.
İnsan Hakları Şampiyonluğunu elinden bırakmayan, sözde liberal, demokrat yazarların, aydınların bu konuyla ilgili tek cümle ettiğini duyanınız var mı?
İnsan hakları kavramından kim ne anlıyor bu yazarların yazdıklarına bakarsanız çok iyi görürsünüz.
Hocalı’da insanların değil insanlığın öldürüldüğü bir katliama karşı üç maymunu oynayan bu sözde aydınların anladığı tek insan hakları mevzuu maalesef AB’nin, ABD’nin ellerine tutuşturduğu konulardan öteye gitmez.
Onlar insan haklarını bu milletin tarihine, geçmişine leke sürecek her türlü girişim olarak algılarlar.
Öyle ki, “genocid”, “soykırım” gibi bir suçu bile, bu konuda belki de yeryüzünde sicili tertemiz tek millet olan Türklere yüklemek gibi bir ahlaksızlığa soyunurlar.
Cezayir’de, Somali’de, Surinam’da, Güney Afrika’da Myanmar’da Batılı ülkelerin yaptıklarına gözlerini kapatanlar, Hocalı’da yapılan bu mezalime de gözlerini kapatırlar sonra da “Hepimiz Ermeniyiz” sloganını insan hakları sloganı olarak kullanmaktan geri almazlar.
Biz burada Ermeni vatandaşlarımıza karşı bir söylemde bulunmuyoruz. İçlerinden pek çoğu da bizim gibi düşünüyor eminim.
Bu milletin hiçbir ferdinde “ırkçılık” geçmişinin olmadığını, yabancılara karşı hoşgörü ve kadirşinaslığın ne derce olduğunu bütün dünya milletleri çok iyi bilir.
Osmanlı barışının ne anlama geldiğini, din, dil, mezhep ayrımı yapılmadan 600 küsür yıl yaşanan tecrübenin “ırkçılık” üzerine kurulmadığını da bu milletler çok iyi bilir.
O yüzden Türk milletine dönük bu iftiraların da karşısına dikilecekler yalnızca Türk milleti değil bu tecrübeyi yaşayan bütün milletler olduğu bir gerçektir.
Ancak yirmi bir yıl önce gerçekleştirilen bu insanlık ayıbının dile getirilmesi gerektiği de bir başka gerçek. Bunu dile getirirken birilerini değil, çarpık, bir düşünceyi hedef aldığımızı da söylemeliyiz. Bir millet üzerine atılan iftiralar ve bunun üzerinde oluşturulmak istenen düşüncenin ne kadar tarafgir olduğunu göstermek bizim bu millete olan borcumuzdur diye düşünüyorum.
Hocalı katliamı gerçekten tarihin en acımasız katliamıdır. Bunu yalnızca biz söylemiyoruz birçok ermeni yazar tarafından kaleme alındı bu vahim olay.
Ama öyle pişmanlık duyan kitaplar falan değil bunlar.
Yirmi bir yıl önce gerçekleşen bu katliamdan övünçle bahseden kitaplardı bunlar.
Bu kitaplara dönük bu aydın liberal yazarlardan tek cümle duydunuz mu?
Nerde sizin insan haklarınız, nerede sizin demokrat kimliğiniz? Kitaplardan yalnızca ikisinden bahsedeceğim size.
Bunlardan biri David Herdiyan'ın "Haç Uğrunda" kitabı. Kitaptan bir pasaj: "Bataklıktan geçmemiz gerekiyordu ancak sabah hava çok soğuktu, biz de kendimize ölülerden köprü yaptık. Ben önce cesetlerin üzerine basmak istemedim ancak Ohanyan bana korkmamamı söyledi. Adımlarıma 9 yaşlarında bir kızın sinesine basarak başladım. Ve böylece bin 200 kişinin üzerinden geçtim."
Bunu hangi vicdanla yaptınız, nerede sizin insan haklarınız diyen bir tane liberal, demokrat yazara rastlayanınız var mı?
Nerede insan hakları deyince mangalda kül bırakmayanlar?
O sözde aydınların bu kitaplardan haberdar olmadığını sanmıyorum.
Ama işlerine gelmiyor bunları dillendirmek…
Diğer kitap Zori Balayan "Ruhumuzun Canlanması" adlı kitabı...
Bu kitapta yazılanları benim ne ruhum ne de vicdanım ne de midem kaldırmadığı için burada ifade edemeyeceğim, çünkü gerçekten yaşanan tam anlamıyla bir vahşet…
Ancak bu vahşetin hesabını soran, nerede sizin insanlığınız diyen tek bir liberal demokrat aydına rastlayamayışımız ise bu olaydan daha vahşet, daha hayasız….
Elbet bunları küresel güçlerin değil, insanlığın muhibbi olanların yüreklice dile getireceği, hesabını insanlık adına soracağı günler gelecektir.
Bu hesap öbür alemde Allah’ın huzurunda sorulacaktır. Biz buna inanıyoruz.
Ancak bir insanı öldürmenin insanlığı öldürmek olduğunu bilenler de inşallah bu hesabı zaman geçmeden soracaklardır.
Allah Hocalı’da Hakk’a yürüyen kardeşlerimize gani gani rahmet eylesin…
Mekânları cennet, ruhları şad olsun.
*****
NOT: Geçtiğimiz hafta geçirdiğim küçük operasyon sonrasında beni telefonla arayan, ziyaretime gelen tüm dostlara teşekkürlerimi sunuyorum. Allah herkesten razı olsun.