Selman S. Akyüz
Özkara’yı bekleyen tehlike
Uzun süredir bu köşeden uzak kaldım. Hem okurlar hem de gazetedeki spor ekibinin baskılarıyla artık bir şeyler yazmanın zamanın geldiğini iyiden iyiye anladım. Yazmak gerekiyor. Anlatmak gerekiyor. Çünkü hiçbir şey göründüğü gibi değil. Aydınlatmaya çalışmak gerekiyor. Mesela Kocaelispor maçından başlayalım.
Maça gitmeyen, evinde oturup yerel televizyonların ekranlarından skor takip eden Konyaspor taraftarları 3-0 sonucunu görünce hiç düşünmeden “olması gereken buydu” diyebilir. Bu skor tabiî ki beklenen skordu. Ancak sahada her şey her zaman istenildiği gibi gitmiyor. Konyaspor bu ligin favorisi. Artık bunu herkes kabul etti. Kocaelispor’undan Çaykur Rizespor’una kadar. Bu çok büyük bir avantaj. Fakat Hüsnü Özkara hâla temkinli. Bu şekilde davranmakta haklı olabilir. Ama ligin ilk yarısı bu şekilde bitse de ikinci devrede sürprizler yaşayabilir. Çünkü Konyaspor, Kocaelispor karşısında iyi oynamadı. Kolay gol buldu. Tecrübeli oyuncularının bireysel yetenekleriyle sonucu belirledi. Ama Konyaspor iyi oynamadı. Kocaelispor altyapıdan gençlerle mücadele ediyor. Deplasmana gidecek parayı zor buluyorlar. Takımdaki futbolcuların neredeyse tamamı henüz altyapıdaki temel futbol eğitimlerini tamamlayamadan kendilerini Bank Asya Birinci Ligi’nde oynarken buldular. Kimisi topa vurmaktan, kimisi pas atmaktan aciz. Böyle bir takım karşısında Konyaspor ilerleyen haftalarda yapacağı gol organizasyonlarını denemek için daha akıllı oynamalıydı. Hüsnü Özkara oyuncularına toz kondurmuyor. Eser’in Tayfun ile birlikte oynamayacağını o da biliyor. Poljac ve Erdal’a güveniyor. Ama bu dörtlü takımın orta sahasını pasifize ediyor. Çünkü bütün futbolcular (kaleci Recep dahil) ya kanatlardan ya da kendi yarı alanlarından ilerideki uzun adamlar Tayfun ve Eser’e top atmaya çalışıyor. Yusuf zaten Kocaeli gibi zayıf bir rakip karşısında sadece 15 dakika iyi oynayabildi. Vahit tek başına defansa daha çok yardım ediyor. Böyle olunca da Tayfun’u sık sık orta sahanın ortasında görebiliyorsunuz.
Konyaspor kazandı ve moral buldu. Bu maçın başka hiçbir önemi yok.
YÖNETİMDEKİ ÇALKANTI
Konyaspor yönetiminde geçtiğimiz hafta deprem yaşandı. Ama tıpkı Ramazan ayında Konya’da yaşanan depremler gibi bu sarsıntı da yıkıcı bir etki yaratmadı. Herkes önce korkuyla evinden çıktı sonra çaresiz kalınca geri döndü. Konyaspor’da da Hilmi Kulluk ve arkadaşları kulübü iyiden iyiye salladılar. Ama binayı birileri yıkılmasın diye resmen eliyle tuttu. O birileri ya da birisi umarız bundan sonra evde kalan isimlere destek verir. Yoksa Konyaspor özellikle ligin ikinci yarısında ciddi sorunlar yaşayabilir. Buradan şu anlamda çıkabilir. Kulluk ve ekibi Konyaspor için her şey değildi. Ama Karapınar ve ekibi de yalnız başlarına bu işi zor yürütür. Bu istifaların tek olumlu yanı var. O da bugüne kadar Konyaspor’un toplama, gruplardan oluşan yönetimler nedeniyle yaşadığı problemlerden önümüzdeki dönemler için kurtulmuş olmasıdır. Karapınar ve arkadaşları artık istedikleri kararı rahatça alabilirler. Artık bahaneleri yok. Kulübün delege yapısından, altyapısına transfer politikasına kadar her şeyi yeniden düzenleme fırsatını yakaladılar. Umarız kurtuldukları yorgun arkadaşlarını aratmazlar.