M. Ali Köseoğlu
Parktan, tepeden!
Hafta sonunda ailecek piknikteydik…
İftar pikniği çok güzel oluyor, tavsiye ederim…
‘İyi ki Selçuklu’da yaşıyorum’ deyip, hangi parka gideceğimizi düşünürken baya zorlandık…
Sille Barajı’nın akşam açık olup olmadığını tartıp, riske giremedik…
Selahaddin Eyyubi Parkı ise, geçmişte bir türlü cezp etmemişti bizi…
İlk açıldığı yıl gidip memnun kaldığımız Karatay’daki Olimpiyat Park (161 bin 900 m²)ve Adalet Parkı (102 binm²) geldi pek tabi aklımıza…
Bir de Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan Karaaslan Hadimi Parkı (186 bin m²)…
Hadimi Parkı’nın yerini bilmediğimizden onu da es geçtik ve Olimpiyat Park’ta karar kıldık…
Meğer Hadimi Parkı da Olimpiyat Parkı’na giderken yol üzerindeymiş…
Bunu öğrendik ama rotayı değiştirmedik…
Ve Olimpiyat Parkı’nda ailecek güzel bir iftar vakti ve sonrası geçirdik…
Hatta Şeker’de oturup da yine buraya iftar etmeye gelen tanıdıkları da görerek selamlaştık…
Buradan çıkarılacak sonuç şu:
Selçuklu’da açılan küçük parkların hakkını verelim ama bölgeye nefes aldıracak, diyelim ki bu konuda Karatay’la yarışacak güzel ve büyük parklara ihtiyaç var…
Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın projeleri arasında bulunuyor bu…
Üstelik açılanPiri Reis Parkı (Sancak Mahallesi’nde 46 bin metrekare)ve Sancaktepe Parkı (Sancak Mahallesi’nde 50 bin metrekare)’nın da daha fazla tanıtılması gerekiyor…
Ayrıca Selçuklu gibi büyük bir ilçede buralara ulaşım da kolay değil…
“Yazır Mahallesi’nde 110 bin metrekarelik, Sille Parsana’da 500 bin metrekarelik bir park yapacağız” demişti Başkan Bey…
Sille’ye giderken Kardelen Market’i geçince ve Beşerler Camii’nin hemen önündeki küçük yeşil alanlarda mangal yapanlara kızıyordum…
Meğer bu bir ihtiyacın işaretiymiş…
Herkesin Karatay’daki parklara ya da Sancak Mahallesi’ne gitmeye mecali olmayabiliyor…
Trafiğin akıp gittiği caddenin hemen kenarında kurularak piknik yapan bu aileleri Uğur Bey, -Selçuklu’nun büyüklüğünü de hesaba katarak- bahsettiği iki projeyi biran önce hayata geçirerek güzel piknik alanlarına kavuşturmalıdır…
Ona da bu yakışır…
***
Eski belediyeci bir dostumuz, emeklilik günlerini ‘çevreye’ bakarak geçiriyor…
‘Bizden sonra neler yapıyorlar’ diyerek yapılana ya da yapılmayana bakıp, sonra da bazen soluğu yanımızda alıyor, bazen de mail atarak ‘hani şu konuda size bilgi vermiştim, hiç sesiniz çıkmadı’ gibi mesajlarla ‘gönüllü müfettişliğinin’ gereğini yapıyor…
Şimdi de Alâeddin Tepesi’nde Şehitlik Anıtı’nın önünde yapılan çalışmalara takılmış…
Diyor ki:
Bugün Alâeddin durağından tramvaya binerken dikkatimi çekti. Şehitliğin önüne yapılan yeni düzenlemede merdivenleri parlak mermerlerle kaplıyorlardı. Bu, otogarın peronlarına döşenen granit mermerleri aklıma getirdi. En ufak bir buzlanmada bütün yolcular yerlere seriliyorlardı. Sonradan pürmüzle bütün granit mermerleri yaktılar, parlaklığını almışlardı. Şimdi aynı hatayı Alâeddin’in merdivenlerine yapıyorlar. Herhalde Konya’yı devamlı yaz olarak hayal ediyorlar, kışın yağmurda karda o mermerler buz tutacak, Allah korusun çok da dik ve yüksekteler… Merdivenin başından düşenin yolculuğu raylarda son bulur. Vakit geçmeden gazeteniz aracılığıyla duyurulursa önlem alırlar mı bilemiyorum…
Bizzat kendim gittim…
Fakat döşenen taşları mermere benzetemedim…
Sonra da yetkili arkadaşları arayıp burada kullanılan malzemenin mermer olup olmadığını sordum…
Mermer değilmiş…
Tırtıklı granitmiş…
Döşenen mermer olmayınca belediyeye ‘aman dikkat’ çağrısı yapamıyoruz ama bari buraya döşeneni mermer sanan vatandaşlarımıza haber vermiş olalım…
Bir de… Granit de olsa buzlanma ve kayma vakaları yaşama ihtimaline karşı, yetkilileri yine de uyarmış olalım…