PKK ile müzakere bitti..
Başbakan Erdoğan: "...Müzakereler artık rafta. PKK silah bırakan kadar bu mücadele sürecek"
Başbakan New York dönüşünde, uçağına davet ettiği gazetecilerle yine sohbet etti. Soruları yanıtladı ve değerlendirmeler yaptı.
Başbakan'ın uçağında bulunan usta gazeteci Mehmet Ali Birand da Posta gazetesindeki bugünkü köşesinde Erdoğan'ın yanıtlarını değerlendirdi..
1 saate yakın süren bu sohbetin en önemli bölümlerini sizin için özetledim :
PKK'nın hemen hemen hergün bir yeri vurması, şehitlerin sayısının artması, ister istemez New York'tan daha önemliydi.
"...Bence operasyonlarda ciddi kayıplara uğradıkları için, şimdi intikam peşinde koşuyorlar...Mart ayında hudut birliklerimiz devreye girecek. Orada sürekli kalacakları için daha etkili olacaklar. 5 bin kişi alındı, şu anda eğitiliyorlar...Şehirlerde de Özel Harekat devreye girecek." diye başladı ve uzun uzun beklentilerini anlattı. Bu arada, İran ile PKK' ya karşı istihbarat alış verişi ve operasyonlarda işbirliği konularında da mutabık kaldıklarını belirtti.
Ben de dayanamadım. "Dikkat ediyorum, hep savaştan söz ediyoruz. Barış artık kalmadı galiba..." dedim.
Evet, artık müzakere etme, barış için ortam hazırlama dönemi bitmiş.
"...Müzakereler artık rafta. PKK silah bırakan kadar bu mücadele sürecek" dedi.
Ancak Başbakan ardından da ekledi: "... BDP Meclis'e gelirse, onlarla siyasi müzakereler yaparız. Sonrasını onlar bilirler. Kimle paylaşırlarsa paylaşırlar..."
SİNİRLENDİĞİ LİDERİ FIRÇALADI
Türkiye'de izlediğimiz Tayyip Erdoğan ile bir hafta boyunca New York' ta izlediğimiz Tayyip Erdoğan arasında hiç fark yoktu.
Sevdiğini yüceltti , arkasında durdu. Sinirlendiği liderleri fırçaladı.
ERDOĞAN'DAN FIRÇA YİYENLER
Fırça yiyenlerin ve neden fırça yediklerinin listesini şöyle tuttum:
İsrail Başbakanı Netanyahu'nun, bu fırçalara alışmış olması gerekiyor. New York' ta da payına düşeni aldı. Hemen her konuşmasında Netanyahu' nun kulaklarını çınlattı. Yalan söylediğini dahi örnek verip anlattı.
ABD Devlet Başkanı Obama hem ikili görüşmede, hem BM Genel Kurul, hem de SETA konuşmasında fırçalandı. "Geçen yıl burada Filistin Devleti göreceğinizi söylemiştiniz, şimdi nasıl vetolarsınız? Tutumunuzu değiştirmelisiniz"
Birleşmiş Milletleri, genel kurul konuşmasında yüzlerine karşı yerden yere vurdu. Filistin ve Somali konusundaki tutumunun tam anlamıyla, utanç duyulacak bir aciz gösterisi olduğunu söyledi.
Güvenlik Konseyinin 5 daimi delegesinin veto hakkının büyük bir haksızlık olduğunu, dünyayı istedikleri gibi yönetmeye çalıştıklarını, bunun kabul edilemeyeceğini SETA konuşmasında uzun uzun açıkladı.
Ahmedinecad'a daha yumuşak bir fırça
İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad, Suriye'ye özellikle de Esad'a destek verdiğinden dolayı "daha yumuşak "bir fırça yedi. Bu tutum devam ettiği taktirde bölgede çok tehlikeli bir Sunni-Alevi çatışmasıyla karşı karşıya kalınacağı yolunda uyardı.
Talabani de nasibini aldı
Irak Cumhurbaşkanı Talabani de nasibini aldı tabii. Talabani, İkili görüşmede, Türk uçaklarının hava saldırılarından şikayet edince, Başbakan, PKK'nın Kandil'de kaldıkça ve Kuzey Irak'ta faaliyetini sürdürdükçe bombardımanın da devam edeceğini söyledi. Başka bir tutum beklenmemesi gerektiğini vurguladı.
Fransız Devlet Başkanı Sarkozy ve İngiltere Başbakanı Cameron ise , biraz üstü kapalı şekilde eleştiri aldı. Libya'nın petrolünü paylaşma yarışı, Somali başta olmak üzere Afrikadaki kolonyalist yarışından dolayı fırçalandılar.
TÜRK HALKININ ÇOK HOŞUNA GİDİYOR
Belki dış politika uzmanları, muhalefet ve elit çevreler bu fırçalamaları eleştirebilirler, ancak emin olun Türk toplumunun önemli bir bölümü çok memnun. Çok hoşuna gidiyor. Herhalde, yıllarca ezilmiş olmanın ruh haliyle Erdoğan'ın etrafa çatması, kafa tutması ve fırçalaması insanlarımızı gururlandırıyor.
Sadece vatandaş düzeyindekiler değil, Erdoğan'ın politikalarıyla uyuşmayan, kimi muhalif yaklaşımlı kesitlerin de hoşuna gidiyor. Türkiye'nin kafa tutması, Uluslararası alanda Türkiyeden söz edilmesi, Başbakanının gezilerde alkışlanması memnuniyet yaratıyor.
Tabii bu yaklaşımın bir de sınırı vardır.
Kafa tutmak, fırçalamak hoşumuza gidebilir, ancak nerede durulması gerektiği bilmek koşuluyla. Bu soruyu Dışişleri Bakanı Davutoğlu'na sordum: "Bazı ülkeleri tehdit dahi ediyoruz. Nerede duracağımızı , demeçlerin sınırlarını biliyor muyuz?"
"Hiç tereddütünüz olmasın" diye yanıtladı.