Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
Rahmet İklimi: “Şehr-i Ramazan”
Ramazan ayı, bütün ibadetleriyle bir arınma mevsimidir. Nitekim bu arınmaya dikkat çekilen bir rivayete Hz. Peygamber (a.s): “Her kim, faziletine inanarak ve mükâfatını (Allah’tan) umarak ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır”, bir başka rivayette de: “Her kim, faziletine inanarak ve mükâfatını(Allah’tan) umarak ramazan ayını ibadetle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır” buyurmuşlardır.
Kur’an-ı Kerim’de farz orucun tutulduğu mevsime ramazan ayı denilir. Ramazan kelimesi, dini açıdan, günahların yanması manasına gelir. Bu sebeple dil bilginlerine göre Ramazan kelimesi, “yeryüzünü tozdan, kirden, pastan temizleyen” yağmur anlamından alınmıştır. Bu sebeple ‘ramazan ayı’nın bir adı da ‘yağmur’dur. Nasıl ki sonbaharda yağan yağmurlar, tozu toprağı ortadan kaldırarak yeri tertemiz hale getirirse, mecazi anlamda bir rahmet iklimi olan Ramazan Ayı da, bu mevsimi dolu dolu yaşayan müminlerin günahlarının silinip-süpürülerek temizlenmesine vesile olur.
Diğer taraftan, Ramazan kelimesinden alınan “ramaz” sözcüğü, güneşin hararetinin şiddetinden dolayı taşların son derece ısınması manasına gelir. Aşırı derecede ısınmış olan mekâna “ramdâ” denir. Bu bakımdan ramazan, “ramdâ” sözcüğünden yanmak manasına fiilinin mastarıdır.
Bilindiği gibi Ramazan ayında, açlık ve özellikle yaz aylarında tutulan oruç sebebiyle daha çok susuzluk çekilir. İşte orucun verdiği bu hararetle de günahlar yanar kül olur gider. Ateş her zaman olumsuz manada kullanılmaz. Bazen de ateş, dağlamak suretiyle temizleyici bir özellik taşır. Nitekim Hz. Peygamber’den gelen bir rivayette: “Ramazan ayının başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise, cehennem ateşinden kurtuluş olarak” belirtilmiştir. Zaten cehennem de bir arıtıcı değil midir?
Ramazan ayı, oruç ayıdır. Oruç insana; eline, diline ve beline sahip çıkma ahlakını kazandırır. Kendisini tuttuğumuzu sandığımız oruç, aslında bize kendimizi tutmayı öğretir. Yeme-içme, öfke ve şehvet güdümüzü denetim altına almamıza yardımcı olur. Büyük İslam âlimi İmam-ı Rabbanî’nin (k.s), şu sözü bu manaya işaret eder: “Bir kimsenin Ramazan ayı düzgün geçerse, senenin diğer kalan ayları da düzgün geçer.” Çünkü biz ramazan ayında bir nevi süreli yoğun bir manevi eğitime tabi tutularak çekaptan geçeriz. Ramazan mektebinde alınan bu eğitim derslerinin başında Kur’an olmak üzere; oruç, namaz, sünnete ittiba, paylaşma ahlakı, itikâf, zekât, sadaka, ahlak eğitimi, nefis terbiyesi, irade eğitimi, hasbîlik, diğerkâmlık, manevi dünyanın gözden geçirilmesi gibi dersler gelir. Alınan bu derslerde iyi bir başarı elde eden bir Müslüman bundan sonraki hayatını ihsan şuurunda yaşar.
Unutmayalım ki, herkes nefsiyle bir mücadele başlatabilir. Önemli olan bu mücadeleyi, bu can beden kafesinde bulunduğu sürece sürdürebilme başarısını göstermektir.
Ne mutlu ramazan ayının gelişini hakkıyla idrak eden ve hakkını verecek olanlara!...