Rabbimiz; Biz kullarını affetmek bağışlamak, kulların da kendilerini tövbe ederek düzeltmeleri için, ilahî rahmet ve mağfiretin zirve seviyelere yükseldiği fırsat ayları yaratmıştır. İşte bu, Fırsat ayları, senenin diğer aylarından daha faziletli, daha bereketli olan ÜÇ AYLAR olarak bildiğimiz Recep Şaban ve Ramazan aylarıdır.

ÜÇ AYLAR; Cenabı-ı Hakkın Rahmet ve Mağfiretinin üzerimize bol bol indiği vakitlerdir. Huzur ve sükûnun kalpleri daha fazla kuşattığı zamanlardır. Bereket kapılarının ardına kadar açıldığı anlardır. Üç aylar yaradılış gayemizi tefekkür etme, sorumluluklarımızı bir kez daha hatırlama, takva şuurumuzu, kulluk bilincimizi, pekiştirme aylarıdır. Nitekim Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır. Allah takva ile hareket eden iyilik yapanlarla beraberdir.(Nahl:128)

ÜÇ AYLAR; Kendimizi yenilemek için büyük bir fırsattır. Gidişatımızı gözden geçireceğimiz, halimizi dahada güzelleştirmeye gayret edeceğimiz günlerdir. Kuran-ı Kerimde şöyle buyurulmaktadır. İman edip halini düzeltenlere korku yoktur. Onlar üzüntüde çekmeyecekler.(Enam:48) Peygamber Efendimiz (S.A.V) Üç aylar girdiğinde diğer aylara göre ibadetlerini daha da artırır ve şöyle dua ederdi. Allah’ım Recep ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan ayına ulaştır.

ÜÇ AYLAR, duaya ve tövbeye affa ve bağışlanmaya açılan kapıdır. Nitekim Rabbimiz! Ey iman edenler! İçtenlikle Allah’a tövbe edin. (Tahrim 8) hitabı ile Rabbimiz biz kullarını haramlardan günahlardan vazgeçip tövbe etmeye davet ediyor. O halde bu mübarek mevsimi, Üç ayları, fırsat ve ganimet bilerek, Rabbimizin affına nail olmanın yollarını arayalım. Bizi Allah’ın Rahmetinden uzaklaştıracak her türlü kötülükten uzak duralım. Niçin yaratıldığımızı, yaratılış gayemizi düşünelim akledelim, doğumla başlayan hayatımızın ölümle biteceğini, dünyada bütün yapıp ettiklerimizden hesaba çekileceğimizi düşünelim. Hem kendimiz, hem ailemiz, hem de Filistin’de Gazze’de Arakan da Doğu Türkistan’da dünyanın her bir yerinde zalimlerin zulmüne maruz kalan diğer Müslüman kardeşlerimiz içinde, dua edelim. Müminlerin birbirlerinin gıyabında diğer mümin kardeşleri için yapacağı duanın Allah indinde makbul olduğunu unutmayalım. Rabbimiz Yüce kitabımızda De ki: Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin!(Furkan:77) buyurmaktadır.

ÜÇ AYLARI, ömrümüzün son Üç Ayları olarak bilelim ve ona göre ibadet edelim. Zira ölümün yaşı yok, ne zaman geleceği de belli değil, geçen yıl Üç Aylara ulaştığı halde, bu yıl ulaşamayıp, ahirete göç eden, binlerce kardeşimiz eşimiz dostumuz yakınımız oldu değil mi? Yapacaklarımızı, üzerimize farz olanları, yapmamız gerekenleri, nefsimizin sonra yaparsın emrine ve şeytanın vesvesesine kanarak ertelemeyelim. Akşama ulaştık, sabaha ulaşmaya, sabaha ulaştık, akşama ulaşmaya garantimiz yok. Peygamber Efendimiz buyurdu ki! Yarın yaparım diyenler helak oldu. İşte hayat bu, bir kere yaşayıp bir kere öleceğiz, tekrar dünyaya gelmek yok, ömrün kazası yok, Mademki Rabbimiz, hata ve kusurlarımızı günahlarımızı gözden geçirip tövbe etmemiz için böyle bir faziletli ayları bizlere lütfetmiş, bizde bu ayları kendi lehimize fırsata dönüştürerek, devamlı tövbe, devamlı dua etmeliyiz. Hiç şüphe yok ki Rabbimiz daima tövbe edenleri ve daima temizlenenleri sever. (Bakara 222)

ÜÇ AYLAR’IN, Hayırların kat kat artmasına, şerlerin def olmasına, yapılan bütün dua ve ibadetlerin kabul olmasına, Kâfirlerin birlik ve beraberliklerinin dağılmasına hile ve tuzaklarının bozulmasına, Müslümanların Allah’ın emirlerine sımsıkı sarılıp kardeş olmalarına, Allah yolunda malları ve canları ile cihat etmelerine vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ederim. Selam ve dua ile…