Haşim Akın
Rahmet Olup Yağmak
Rabbimize hamt olsun yeni bir rahmet mevsimine girdik. Allah merhametinin bir tecellisi olarak rahmetini bolca gönderince; hem kullar, hem de bu kulların yaşadığı arz yeşerir. Yağmur yağar toprak yeşerir, merhamet yağar kulların gönlü yeşerir, Hidayet yağar kalpler yeşerir… Önemli olan, bu mevsimde istifade edebilmektir.
Bazen de rahmet olup çorak topraklara ve gönüllere yağmak gerekir. Kendisi de Afrika'da bulunan değerli dostumun Uluslararası İlişkilerde okuyan koca yürekli delikanlısı Mahmut Sami, gözünü Madagaskar’a dikmiş. Birçok Müslüman için dünya haritasında yerini bulmanın zor olacağı bir tatil beldesi... Orada % 7 oranında Müslüman varmış. Mazlum, mahrum, masum ve gözleri kardeş bekleyen… Bizim genç Sami, arkadaşlarıyla Ramazan ayında Madagaskar’a rahmet olmayı düşünmüşler… İyi ki de gönüllerine böyle bir ateş düşmüş…
Başka bir arkadaşla konuşurken, “Biraderim, Ramazan'da Gazze’ye gidecek…” dedi. Gazze… Ümmetin başka bir imtihanı… Birilerinin de Gazze'de izzet timsali olarak zalim İsrail'e direnen Müslümanların yanında rahmet damlası olması gerekir.
Allah nasip ederse siz bu satırları okuduktan bir hafta sonra bize de Uganda’ya hareket etmiş olacağız. Okulumuzun iyilik okulu projesi kapsamında öğretmen, öğrenci ve dostlarımızın yardımlarıyla yola çıkacağız. “Konya’nın Dünyaya Açılan Sesi” olma iddiası bizi boş bırakmıyor. Birinci elden ve mübarek ramazan ayı içinde emanetlerin salimen ulaştırılacak olması birçok kardeşimiz için de önemli bir ayrıntı ve tercih sebebi olmuştur. Hiçbir emaneti kendimize yük olarak görmedik. Hareket saatine kadar bekleriz.
Bu yolculuk haberini paylaşınca bazı dostlarım; “Neden Uganda? Orası neresi ki?” dediler. Malazgirt Savaşı ile yurt edindiğimiz Muş, kanımızla sulanan Trabzon veya Muğla neresiyle Uganda da orası bizim için… Kendimizi bu kadar dar bir alana sınırlandırmadığımız dönemde atımızı ve hayalimizi koşturduğumuz Kosova, Üsküp, Kudüs veya Bağdat bizim için nasıl bir önem arz ediyorsa Uganda'da öyle bir önem arz ediyor. Uganda, meşhur Kavalalı Mehmet Ali Paşa aracılığı ile İslam’la tanışmış eski bir serhat bölgemiz… Bugün orada resmi rakamlara göre % 15 gayri resmi tahminlere göre %30 civarında Müslüman yaşıyor. Orada kaç tane Müslümanın yaşadığı da önemli değildir. Velev bir kişi olsun yolumuzu gözleyen…
Son yıllarda misyonerlik faaliyetlerinin çokça arttığı ve böylece Müslüman nüfusun sürekli azaltılmaya çalışıldığı Ekvator çizgisinin üzerinde bir ülke… Bizden önündeki dünya haritasında Uganda'nın yerini bulamayacak Müslümanlar vardır elbette… Orada yaşayan Müslümanlara aynı harita serilseydi onlar da Türkiye'nin yerine bulamıyor olabilirlerdi. Ama önemli olan bizim bulup bulmamız değil. Rahmet olup bir gönle düşmeye niyet etmek… Bu rahmet damlacıkları ve dualar karşılıklı olarak yerlerini bulacaktır. Ramazan, rahmet ayıdır. Bir köşede oturup rahmet beklemekten daha çok rahmet olmak öncelikli tercihimiz olmalıdır.
İçinde bulunduğu özel şartlar ve imkânsızlıklar nedeniyle sadece ramazanda komşunun çorbasını karıştırarak rahmet olmayı becerebilen bir Müslüman; rahmete adaydır. Her gün bir yetim başını okşamayı kendisine hedef bilen bir Müslüman da asla kaybetmemiştir. Uzakları yakınlaştırmaya niyet etmiş, gözünü kayıp topraklara dikip oralara rahmet olmanın kaygısını yaşayanlar da başarı için dua beklerler. Birçok Müslümanın da dünyanın farklı noktalarına rahmet olma amaçlı yolculuklara hazırlandıklarını biliyoruz. Elbette olması gereken de buydu… Her birimiz farklı bir kula dokunacağız, rızayı ilahiye niyet edeceğiz.
Bize dünyanın birçok noktasında “İyi ki geldiniz. Ama biraz gecikmediniz mi?” diye yolumuzu gözleyenler var. Allah her birimize farklı bir imkân ve kabiliyet vermiştir. Diğer kardeşlerimizi sorumlu tutmayacağı bazı özel sorularla bizi muhatap kılmış olabilir. Haydi bismillah…
Bu ramazanda televizyon başında, elimizi telefon ve bilgisayara kaptırmadan, kendi şartlarımıza uygun bir şekilde rahmet olmaya niyet edelim…