Reha Muhtar Nazlı Ilıcak'ı yerden yere vurdu
Reha Muhtar ve Nazlı Ilıcak arasında devam eden gerilim bugün Muhtar'ın Ilıcak'ı sert sözlerle eleştirmesiyle devam etti
Vatan gazetesindeki köşesinde son dönemde yazdığı yazılarla dış basının siyasi irade üzerindeki komplolarını ortaya çıkaran Reha Muhtar'a Nazlı Ilıcak Twitter üzerinden "Rehacığım böyle gidersen Erdoğan'a danışman olursun" diyerek saldırdı.
Bunun üzerine Reha Muhtar bugünkü yazısında Nazlı Ilıcak'ı yerden yere vurdu. Benim eşim yok ki Başbakan'a rica edip AKP'den milletvekili yapayım... diyerek yüklendi. (Nazlı Ilıcak'ın eski eşi Emin Şirin AK Parti'den milletvekilliği yapmıştı.)
İşte Reha Muhtar'ın Nazlı Ilıcak'a yazdığı o yazı:
Sevgili Nazlı Hanım;
Benim eşim yok ki, Başbakan'a rica edip AKP'den milletvekili yapayım...
Bana gelecek olursak; Ben zaten siyasilerden kuruş para almadım, almam...
En sevdiğim liderler Bülent Ecevit ile Turgut Özal'dı...
Onların bile yanına uğramışlığım olmadı...
'SİYASİ LİDERLERLE İŞ YAPMAM'
Siyasi liderlerle iş yapmam, ancak siyasi liderler beni işimden ederler...
Beni 2002 yılında, hangi siyasi müdahalelerle işimden ettiklerini isterseniz yazmayayım, yeni mahkumiyetlere zemin oluşturmayayım...
'SİZ KENDİNİZE YABANCILAŞMIŞSINIZ'
Ancak;
Sanırsam mesele ben değilim...
Sanırım mesele sizi hayatta ve ayakta tutan köklere, bindiğiniz dallara yabancılaşmanız...
Kendinizden...
Gerçeklerinizden...
Mazide yaşadıklarınızdan...
Rahmetli eşinizin ölürken duyduğu ızdıraptan...
Oğlunuzun gözaltında görmek zorunda kaldığı kabuslardan...
Dünyanın bir ucunda yaşamak zorunda kaldığı gurbetten...
28 Şubat günlerindeki bir başına bırakıldığınız tecritten...
Kısaca sanıyorum yaşadığınız tüm gerçeklerden...
Gittikçe uzaklaşmanız, onlara tamamen yabancılaşmanız...
İnsan o günlere yabancılaşınca, ister istemez o günlerin dostlarına da yabancılaşıveriyor...
Mukadderat mı desem, akıl tutulması mı?..
İHANET HALİNDESİNİZ
Mazide; maruz bırakıldığınız linçlere, mütevazı şemsiye açmaya çalışan "dost"larınızın; bugün yazmakta olduklarının siyasi bir ikbal amacı taşıdığını düşünebilmeniz için, kendi gerçeğinize ihanet edebilecek kadar mazinize yabancılaşmış olmanız gerekiyor...
Sizi ya da yakın çevrenizdekileri bu derece tedirgin edecek ne yazmış olabilirim ki acaba?..
NEDEN KORKUYORSUN NAZLI HANIM
Turgut Özal'ı "zehirden değilse de ızdıraptan öldürüp" ANAP'ı Mesut Yılmaz'la parlatma operasyonunun anlatılması mıdır sizi endişeye sevk eden?..
Bülent Ecevit'e yaşarken "o yaşayan bir ölü" diyerek "iş göremez raporu almayı" deşifre etmek midir sizi kaygılara sürükleyen?..
Bülent Ecevit'in siyasi yol arkadaşları üzerinden Ecevit'i...
Turgut Özal'ın en yakınındakiler üzerinden Turgut Özal'ı...
"Bitirme" operasyonlarını anlatmam mıdır, sizi rahatsız eden?..
Bunları anlatmam beni hiç siyasi bir yerlere getirmez Nazlı Hanım...
AKP'ye milletvekili yaptıracak eşim de yok ki yapayım!..
Bana gelince;
Özal'ın Ecevit'in yanında siyaset yapmadım... Oy vermediğim bir partinin içinde mi yapacağım?..
Kısaca benden bir şey çıkmaz Nazlı Hanım...
Çocuklarıma temiz bir Türkiye ve tertemiz bir geçmişi olan "baba mirası" bırakmak dışında...
Babamdan bana yadigar kaldığı gibi...
CELLADINA AŞIK OLMUŞSUN NAZLI HANIM
Ve keza;
Bir zamanlar "size ve oğlunuza" yapılanlara alet olmaya çalışmadığım, küçük bir şemsiye açmaya uğraştığım gibi...
Acaba o zaman da sizden mi siyasi bir ikbal beklentim vardı ne dersiniz?..
Beraber olduğunuz ve hep birlikte haykırmakta olduğunuz güçlü kişilere bakıyorum da;
Ya mazinizi unuttunuz...
Ya da yaşadığınız mazi, sizin gerçek maziniz değildi...
Hülasa;
Bende bir mesele yok Nazlı Hanım...
Sanıyorum mesele sizde; içinizde...
Dostça bir şeyi söylemek zorunda hissediyorum kendimi;
Sanıyorum celladınıza aşıksınız Nazlı Hanım...