Açıklamasında ise "Hastanede çalışan herkes doktor mu? Hastanede çalışan herkes tabiî ki doktor değil. Ama reklam sektöründe çalışan herkes reklamcı. İstanbul'da değil ama Anadolu'da reklamcılık tanımı ve işleyişi değiştirilmeli. Bu değişimi meclise taşıyacak milletin vekili aranıyor.

İletişimin jenerik ismi reklam olunca, herkes reklamcı oluyor. Grafikten azıcık anlıyor reklamcıyım diyor, matbaanın kokusundan etkilenmiş reklamcıyım diyor, radyo ve televizyonun saniye birim fiyatını biliyor reklamcıyım diyor, internet sitesine fotoğraf koymuş reklamcıyım diyor, tabela demirlerini görmüş reklamcıyım diyor, iki reklam kitabı okumuş reklamcıyım diyor, 2 reklamcı tanıyor reklamcıyım diyor, açıkhava reklamlarını beğenmiyor reklamcıyım diyor, reklam ajansı açmanın kolaylığını duyuyor reklamcıyım diyor. Hastanede röntgencinin, laborantın, hemşirenin, sağlık memurunun, teknisyenin ve iki ilaç ismi bilenin ben de doktorum demesinden farklı bir durum değil.

Özellikle Anadolu'da reklamcıyı ve reklamcılığı yeniden tanımlamak lazım. Teknisyenler, laborantlar, ebeler bir araya gelip hastane açamadığına göre reklam teknisyenleri bir araya gelip neden reklam ajansı açabiliyor? Açılan reklam ajansı da bir nevi iletişim hastanesi değil mi? İletişimle ilgili hastalıkların teşhis ve tedavi yapıldığı yer yani. Teknisyenlerin açtığı ajanslarda bir çok firma ameliyat oldu ve maalesef ki masada öldü. Anadolu neden marka çöplüğü dersiniz!

Reklam ajanslarının bir çok departmandan oluşan büyük bir hizmet alanı olduğunu belirlemek ve tanımlamak Türkiye'nin gelecek iletişimini belirleyecektir. Konya Reklamcılar Derneği olarak diyoruz ki; Bu sadece reklam işiyle uğraşanların işi olmamalı. Bu siyasi partilerin, firmaların, sivil toplum örgütlerinin, üniversitelerin, işadamlarının, öğrencilerin, Kobi'lerin ve reklam derneklerinin öncelikli konusu olmalı diyoruz. Reklam mesleğinin yol geçen hanına dönüşmemesi için bariyerlerle korunması gerektiğini düşünüyoruz.

Her seçiş bir vazgeçişse iletişim alanını düzenlememekle geleceğimizden vazgeçeceğimizi anlamalıyız. Reklamcıları anlayacak siyasi partiler aranıyor, reklamcıları anlayacak milletvekilleri aranıyor. Aslında sadece reklam ajansı açmak değil halkla ilişkiler ajansı açmak da bu bağlamda ele alınmalıdır. Bu kurulacak iletişim alt yapısının ileride daha sağlıklı iletişim kurmamızı sağlayacağını vekillerimiz anlamalılar, onlara anlatılmalı. Gelecekte Türkiye'de İletişim Bakanlığının kurulması gerektiğini de belki birçok milletvekilimiz anlamayabilir. Ama o da olacak, gelecekte İletişim Bakanlığı kurulacak."