Samast tetikçiden başka bir şey değil

Samast tetikçiden başka bir şey değil

"AİHM’nin mahkûm ettiği yetersiz soruşturma ciddiyetle yapılsa, bunun arkasında ‘siyasi irade’ olsa, Samast’ın zavallı bir tetikçiden başka bir şey olmadığı, ortaya çıkacak. "

Cengiz Çandar/ Radikal

Hrant ölçüdür’ dedi ve devam etti, “Örneğin, ben Hanefi Avcı konusunda iyi şeyler düşünmeye eğilimliydim. Ama ne zaman ki Hanefi Avcı’nın Hrant Dink cinayetine ilişkin değerlendirmesini okudum, işte o an Hanefi Avcı bitti benim için. Öne sürdüğü diğer şeylere inanmakta zorlanırım. Çünkü, ölçü Hrant’tır, Hrant ölçüdür.”

Bunu, ‘katilden çocuk yaratmak’ kararının alındığı akşam, Türkiye’nin çok tanınmış ve saygın bir gazetecisi söyledi bana.

Niçin ölçü Hrant’tır?
Hrant, Türkiye’nin vicdanının ölçüsü oldu, ölümüyle ve öldürülme biçimiyle. Bu ülkede her vicdan sahibinin gönül telleri, onun öldürüldüğünü öğrendiği anda koptu.

Cenazesi, o nedenle Türkiye’nin yakın tarihinin gördüğü en görkemli cenaze töreni oldu. O cenaze töreni, öldürülmesine dek yükseldiği varsayılan ‘ulusalcılık’ ve ‘saldırgan milliyetçilik’in tabutuna son çiviyi çaktı. Hrant’ın cenazesi, Türkiye toplumu için bir ‘katharsis’ oldu. Dönüm noktası.

Türkiye’nin vicdanının ölçüsü olan Hrant’ın cinayetinin ortaya çıkarılması ise Türkiye’de ‘adaletin ölçüsü’ oldu. Bu cinayet soruşturması ne vakit sarpa sardıysa, Türkiye toplumunun adalet duyguları incindi, Türkiye’deki yargıya, hukuk sistemine ve giderek siyasi iktidara karşı güven duyguları sarsıldı.

Bazılarının anlamakta zorlandıkları budur.

Tek kişi için yasa çıkar
Pazar akşamüstü Adalet Bakanı Sadullah Ergin’le birlikteydik. HSYK’ya ilişkin süreç konusunda gerçekten çok dürüstçe ve kapsamlı açıklamalar yaptı. Ama keşke pazartesi gecesi ya da dün gece bir araya gelseydik.

Eğer pazartesi gecesi bir araya gelseydik, elimizde Türk yargısının bir ‘katilden çocuk yaratmak’ kararının bilgisiyle bir araya gelmiş olacaktık. Dün gece bir araya gelseydik, bakanın “Taş atan çocuklar kanununun evrensel ölçülere uygun olduğunu savunduğu” ve “Tek kişi için yasa çıkarılmaz” sözlerinin bilgisiyle bir araya gelmiş olacaktık ve söyleyecek sözümüz olacaktı.

Tek kişi için de yasa çıkabilir. Türkiye’de idam cezası Abdullah Öcalan için kaldırılmadı mı?
Kaldı ki, söz konusu olan Hrant ise haydi haydi çıkar. ‘Hrant’ın katili’ne yarayacak bir hüküm varsa, ‘Hrant=Vicdan=Adalet’ olduğu için, ‘taş atan çocuklar kanunu’nun yazımı farklı olabilirdi. Örneğin, söz konusu yasa hazırlanırken, Hrant Dink cinayeti akılda tutularak “Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte 18 yaşını doldurmamış olanlar” gibisinden bir madde konulabilirdi.

Bu yapılmış olsaydı, içeride bir hayli semirdiği anlaşılan ve Hrant Dink’e arkadan sıkılan kurşunların tetiğini çekmiş olan, yaklaşık dört yıl önceki ‘çocuk’, bugün dosyası ayrılmış vaziyette, cinayet davasının görüldüğü 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nden ‘Çocuk Mahkemesi’nin yolunu tutmamış ve Türkiye’nin vicdanı ve adalet duygusuna kan doğranmamış olurdu. Yargı kararları büyük ölçüde yargıçların yorumuna da açıktır.

Siyasi irade sorunu
‘Taş atan çocuklar’a ilişkin şimdi Hrant’ın ‘katil zanlısı’nın yararlandırıldığı hüküm, o çocukların özel mahkemelerde yargılanmaması içindi. Kurşun sıkan tetikçiye ‘çocuk mahkemesi’nin yolunu açmak için yorumlanmayabilirdi pekâlâ.

Sorun, büyük ölçüde ‘siyasi irade’yle ilgili de. Türkiye’deki ‘siyasi irade’, bu utanç verici cinayetin, Türkiye’nin vicdanına yapılmış hayâsız saldırıyı tüm boyutlarıyla açığa çıkarmak için üzerine düşenin tümünü yapmadı, ‘mutlaka adaleti bulmak’ için tüm enerjisini sarf etmedi. AİHM’ye verilen ve Dışişleri’nin arkasında duramadığı o sakil savunmadan, ‘katilden çocuk yaratmak’ uygulamasına bu yüzden gelindi. AİHM’nin 14 Eylül kararıyla mahkûm ettiği yetersiz soruşturma ciddiyetle yapılsa, bunun arkasında ‘siyasi irade’ olsa, Samast’ın zavallı bir tetikçiden başka bir şey olmadığı, buzdağının en görünen küçük noktası olduğu ortaya çıkacak.

Hrant Dink’in, sadece ‘milliyetçi hassasiyetleri’ olan birkaç Trabzon varoş çocuk tarafından öldürmediğini herkes biliyor. Bütün ülke biliyor. Bütün dünya biliyor.

Adalet olmayan yerde ‘mülk’ de kalmaz. Bu ülkeyi yönetenler -yürütmesinden yargısına- bir de bunu bilseler. Evet, Hrant ölçüdür!