yazar-8
Savcılığa ifade verdim...
Savcılığa ifade verdim, gazeteci oluyorum!
Ereğli savcılığında ifade verdim. 26 Haziran 2007 tarihinde Ereğli Devlet Hastanesi Başhekimi Anıl Serin, hakkında Ereğli kaymakamlığına dilekçe veren şahsı bulamayınca soluğu Ereğli Cumhuriyet Savcılığında almış. “Bu isimle dilekçe verilmiş ama ben asıl olarak Gazeteci Yazar Cuma Ali Koçak’ın bu dilekçeyi yazarak verdiğine inanıyorum” demiş. Hakkımda suç duyurusunda bulunmuş.
Savcılıktan gelen tebligatı aldıktan sonra Ereğli cumhuriyet savcılığına gittim. İfade vermem gerekiyormuş. Sebebini öğrenince bayağı bir güldüm. Ben söyleyeceklerimi, Ereğli için hastaneden beklentilerimizi zaten gazetedeki ve sitelerimizdeki köşelerim de yazıyorum. Ayrıca bunları mektup olarak ve de başka bir isimle neden kaymakamlığa vereyim? Savcılığa verdiğim ifade de belirttim. Yazılan dilekçedeki yazının varsa imzanın Kriminal laboratuarında incelenmesi kafalardan şüphenin kalmamasını istedim. Çünkü hiçbir zaman kimsenin arkasına sığınacak iş yapmadım. Her zaman Ereğli için daha iyi olacağına inandığım değerlere sahip çıkmaya çalıştım. Bundan sonra da aynı şeyleri yapmaya devam edeceğim.
Sayın Başhekim Anıl Serin’e buradan bir kez daha seslenmek istiyorum. Ereğli devlet hastanesi başhekimi olarak görevlerinizin bilincinde çalışırsanız, Kim ne söylerse söylesin alınmanıza gerek kalmaz.
Tüm Ereğli halkı da biliyor ki; hastane hakkında yazdıklarımın tamamen arkasındayım. Zaten yazarak altına imzamı atıyorum.
Sayın Anıl Serin, sen sana güvenenlere layık olmak için çalışmalısın, senin siyasetle işin olmamalı, senin dedikoduyla, senin o bunu söylemiş, şu şunu söylemiş bende onlara laf yetiştireyim kaygısına düşme, işini yap Ereğli halkı seni takdir eder. Bak daha televizyon ekranlarından söz verdiğin acilin temelini dahi atamadın. Biz biliriz ki “söz senettir” ağızdan çıkınca, şimdiye başlamalıydın. Bırak asılsız mektupların peşine düşmeyi, hem kendi zamanını hem de devletin kurumlarını meşgul etme, buralarda harcayacağın zamanı acil için harca olur mu?
Sana güvenip seni orada tutan insanlara karşı sorumluluğunu da unutma! Bizim amacımız hastanede her olayın olumsuz tarafını ele alıp işlemez hale getirmek değil, bizim istediğimiz insan sağlığına önem verilmesi bunun için daha dikkatli olunması, hasta hakları bunun için var. Ama Başhekim olarak senden daha özverili çalışma bekliyoruz. Beni şikâyet etmenin de bir esprisi yok zaten, sana da makam kazandırmaz. Ben işimi yapıyorum.
Sen işini yap biz de işimizi yapalım olur mu? Mesela pazartesi günü hastaneydim. Bir saat içinde üç kez elektrik kesintisi yaşandı. Bu kesintilerin hastanede bulunan cihazlara zarar vermemesi için gerekli tedbirlerin alınmasına bakıverin.
Son söz; ne söyleyeceksem yazarım. Bedeli ne olursa olsun. Ama Ereğli için olsun…
Ereğli sporun ne olacak bu hali!
Cumartesi günü Ereğli sporun kongresi vardı. İnanın basın sözcüsü Ahmet Kütük’ün söylediklerini ekrandan izlerken çok üzüldüm. Bir takım nasıl bu hale geldi? Kimse almak istemiyor. Kongrede çoğunluk sağlanamıyor. Kongreye Ereğli’nin makam sahipleri gelmiyor. Destek yok kimseden, geçen yılki takıma borcu var. Ege grubuna düşmüş takım, iyi bir kadro kurulması gerekir. Kimle, hangi parayla, nerde ahkâm kesenler. Destek olacaklar da çıkıp açıklasınlar. Bir iki saatlik konserlere milyarları nasıl bulduysanız, Ereğli spor için, Ereğli bayan voleybol takımı içinde bulun. Ereğlili gençleri, sporseverleri mahrum etmeyin. 13 yıl sonra gelen takıma 3 yıl sahip çıkamadılar dedirtmeyin…
Bu lunapark nerden çıktı?
Daha dün geçerken Demiryolunun kenarına bir lunapark kurulduğunu gördüm. İçimden bir şeyler aktı. Geçici bir süre için Ereğli’nin çoluğunun çocuğunun harçlığını sömürecek, Ereğli’ye tek bir yatırımı olmayacak bu işlere kim neden izin verir anlamadım. İzin verenler ailelerini alsın burada bir iki saat geçirsinler bir baksınlar neler oluyor. Yazık bu Ereğli’ye yazık…