Yücel Kemendi
Seçimlerden sonra kontrol, Uluslararası güçlerde ve PKK’da!
7 Haziran’dan bugüne yapılan açıklamalar koalisyon formüllerinin sıkıntıya girdiğini gösteriyor. Bugün bu saat itibariyle olan gelişmelere ve yapılan açıklamalara bakarak, bugüne kadar iktidar olmaktan hep kaçan üç muhalefet partisinin birleşip ya da dışarıdan destekle koalisyon kurma ihtimalinin kalmadığını söyleyebiliriz.
Seçim sonrası, Parti yöneticileri ve kanaat önderleri arasında durum değerlendirme toplantıları yapılıyor. Ne yaparsak daha doğru olur tartışmaları gündemi meşgul ediyor,
Bu tartışmaların ve değerlendirme toplantılarında “Çözüm Süreci’nin geleceği” meselesi hep gündemde, Yine bu toplantılarda Kürt sorununu ve Çözüm Süreci’ni dikkate almayan formüllerin yararlı olmayacağını ülkemizin geleceğini kurtaramayacağından bahsediliyor.
Doğrusunu isterseniz ben bu formüllerin de pek işe yaramadığını düşünüyorum. Aldığı oylara bakarak HDP yi Türkiye’nin normal bir partisi gibi görerek onun PKK’dan bağımsız bir siyasi aktör gibi değerlendirilmesi beni çok rahatsız ediyor. Çünkü böyle düşünmek HDP yi bir seçimle düzeleceğini zannetmek, saflıktan öte cahilliktir, tarihi bilmemektir, tarihten ders almamaktır.
Oy verenlerin bir bölümü ve bu partinin dışındaki bazı insanlar HDP nin normalleştiğinden bahsediyor, bu en büyük tehlikedir. Hiçbir zaman HDP’nin bağımsız bir parti olma iddiası da hiç olmadı. En azından bu konuda dürüst davrandıkları için kendilerine teşekkür ediyorum.
Aslında seçimlerden öncede Çözüm Süreci HDP’nin aynı düşüncesiyle, yani bağımsız olmadığı düşüncesiyle ve iktidar partisinin bu gerçeği bilmesi doğrultusunda yapılıyordu.
Çünkü Sürecin amacı kesinlikle HDP’yi PKK’dan koparmak değildi, Çözüm süreciyle PKK nın silah bırakmasını sağlamaktı, bu yolda da HDP ile beraber hareket etmekti.
Şunu buradan açık ve seçik olarak tekrar yazıyorum; HDP’nin Meclis’te nasıl bir rol oynayacağı da, Çözüm Süreci’nin geleceği de, HDP ister 40, ister 80, isterse 180 milletvekili çıkarsın, karar verecek HDP değil karar verecek Kandil dir
Bunları yazarken Neden bu kadar eminim? Çünkü seçimden bu yana Kandil’den gelen açıklamalar beni bu kadar emin hale getirdi de ondan.
Bakın seçimden sonra KCK “Silah bırakma kararı almış Sonrada, bundan sonra olacaklara ne HDP ne de Öcalan karar verebilir burada biz varız demiş.
Daha sonra ardından Karayılan’ın “Öcalan özgürleşmeden silah bırakmayız” açıklaması, beni bu konuda HDP nin hala sistemin bir siyasi partisi olmadığını gösteriyor düşüncesine itiyor.
Herkes kurulacak koalisyona hep çözüm sürecine etkisi açısından bakıyor ve çok dikkatli davranıyorken KCK aniden koalisyon kurulacağını beklemeden istediği açıklamayı yapıveriyor. Çünkü onların açıklamaları iç siyasetteki gelişmeler üzerine değil, dışarıdan yapılan direktifler doğrultusunda gerçekleşiyor
Son yıllarda hep böyle yapıldı, Kobani olaylarındaki açıklamalarda böyle oldu. 2013 Nevruz’unda, yani Öcalan’ın ilk çağrısında, Suriye Kürdistan’ında yeni fırsatlar doğarken PKK, silah bırakmanın zamanı olmadığını söylemişti. Sonrada PKK Kobani direnişiyle birlikte çok daha açık oynamaya başladı.
IŞİD’e karşı savaşan tek bölge gücü olarak uluslararası kamuoyunun sempatisini kazanmanın yollarını aradı ve bunu da başardı.
Amaç ABD desteğiyle IŞİD’i darbe vuran PKK bağımsız bir Suriye Kürdistan’ını kuracak, burayı üs olarak kullanacaktı. Sonrada Türkiye ile statü pazarlığı yapacaktı. Ve bunu da kısmen gerçekleştirdi. Sonrada HDP nin seçimdeki yükselişiyle Öcalan’ıda etkisizleştirmek istiyorlardı.
HDP zihniyetinin koalisyonun kurulup kurulmaması hiç umurunda değildir. Çünkü Çözüm Süreci’nin kaderini kesinlikle Türkiye’nin izleyeceği politikalar belirlemiyor. Kontrol Uluslararası güçlerde ve PKK’da
Onun içinde, koalisyon kiminle olursa olsun, ortaya çıkacak hükümetin, PKK silah bırakmadan Çözüm Sürecini gerçekleştirmesi mümkün görülmüyor. PKK da silah bırakmaya yanaşmıyor..
Buradan aklı başında olan bu ülkenin sevdalısı tüm siyasi parti yöneticilerine ve milletvekillerine sesleniyorum.
Ne olur şu bizim gördüklerimizi sizde görün. Lütfen bir araya gelin, ülkemiz üzerinde oynanan oyunları bozun, leş kargalarını kovalayın. Aksi halde gelecekte çok sıkıntılar bizi bekliyor.